Saadet Partisi’nde Yeni Dönem: Mahmut Arıkan Genel Başkan Seçildi Yeni Nesil Siyaset Çıkışı
Saadet Partisi 9. Olağan Büyük Kongresi dün Ankara Atatürk Spor Salonu’nda yapıldı. 8 yıl boyunca Saadet Partisi Genel Başkanı olarak görev yapan Temel Karamollaoğlu’nun görevi sona erdi. Kongrede 823 delegenin imzasıyla Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan oldu.
Saadet Partisi 9. Olağan Büyük Kongresi “Ancak Saadet’le Olur” sloganıyla dün Ankara Atatürk Spor Salonu’nda gerçekleştirildi. Genel Başkanvekili ve Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan ile İstanbul Milletvekili ve Parti Sözcüsü Birol Aydın’ın yarıştığı kongrede 823 delegenin imzasını alan Mahmut Arıkan yeni genel başkan seçildi. Sonuçların ardından Arıkan, sahnede Aydın’ın elini havaya kaldırarak ‘birlik ve beraberlik’ mesajı verdi.
Saadet Partisi Kongresi Rap Şarkısıyla Başladı
Saadet Partisi 9. Olağan Büyük Kongresi, Konya Gençlik Kolları mensubu bir gencin rap şarkısıyla ile açıldı. Şarkının sözlerinde “Çeteler ve mafyalar. Uyuşturucu satanlar. Sapık, sapkın inançlar. Ekranda, medyada. Nerden baksan iğrenç. Nedir bu tükenmişlik. Maneviyat nerede?” ifadeleri de yer aldı.
Kongreye AK Parti’den Ali İhsan Yavuz ve Mustafa Elitaş, CHP’den Murat Emir, DEM Parti’den Mehmet Rüştü Tiryaki, DEVA Partisi’nden Hasan Karal, Gelecek Partisi’nden Nedim Yamalı gibi isimler katıldı.
Yoğun bir katılım yaşandığı kongrede salonun dışında kalabalık için büyük ekran kuruldu.
AK Parti Temsilcileri Salonu Terk Etti
Kongrede “Katil İsrail, işbirlikçi AKP” sloganı atılınca, AK Partili Ali İhsan Yavuz ve Mustafa Elitaş salondan ayrıldı.
Mahmut Arıkan 823 Oyla Yeni Genel Başkan Oldu
Saadet Partisi Genel Başkanvekili ve Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan delegelerin 823 oyu ile partinin yeni genel başkanı seçildi.
Mahmut Arıkan Ahmed Arif’in Şiirini Okudu
Saadet Partisi’nin yeni Genel Başkanı Mahmut Arıkan kongredeki konuşmasına Ahmed Arif’in “Anadolu” şiirinden, “Dayan kitap ile dayan iş ile. Tırnak ile, diş ile, umut ile, sevda ile düş ile. Haraç salmışlar üstüme. Ne İskender takmışım, ne şah ne sultan. Göçüp gitmişler, gölgesiz. Selam etmişim dostuma!” ifadeleriyle başladı.
Yeni Bir Destanın İlk Mısrasını Yazıyoruz
Kongrenin önemine vurgu yapan Mahmut Arıkan, “Bugün sadece, Saadet Partimizin 9. Olağan Kongresinin yapıldığı gün değil aynı zamanda yeniden iktidar yürüyüşümüzün başladığı gündür. Bugün, burada, hep birlikte Türkiye siyasetinin son 60 yılına damgasını vuran kutlu bir hareketin geçmişi ile geleceğinin kucaklaşmasını gerçekleştiriyoruz. Bu muhteşem toplulukla birlikte yeni bir destanın ilk mısrasını yazıyoruz.” dedi.
Milli Görüş Okulunun İlk Dersi Filistin Davasıdır
Konuşmasında Filistin-Gazze meselesine başlık açan Arıkan şöyle konuştu:
“Milli Görüş okulunun ilk dersi hiç şüphesiz Filistin davasıdır. Çok açık ifade ediyorum; tarih boyunca kınamakla, lanetlemekle seyri değişen tek bir mücadele olmamıştır. Bütün mücadeleler; azim, kararlılık ve cesaretle kazanılmıştır. İşte Milli Görüş o azmin, o cesaretin adıdır. Milli Görüş, geçmişinde Filistin için Meclis’te, meydanda, yani her türlü mekanda mücadele vermiştir. Fakat bugün varoluşunu, altın varaklı tahtlarını İsrail'e borçlu hissedenler, Siyonizm'e minnetini ziyadesiyle arz etmektedir.
Kalkan her gemi, giden her konteyner, akan her varil petrol bu minnetin sonucudur. Tarih sayfalarına, mazlum ve mağdurların koruyucusu olarak yazılmış bu ülke bugüne dek hiç bu kadar İsrailci olmamıştır. Bu da, bu iktidarın boynundaki en büyük utanç madalyasıdır! Doğrusu hiçbir Siyonist, sözde üstün cesaret madalyasına böyle sadık olacağınızı tahmin edemezdi. Bizler biliyoruz ki özgür Filistin ancak ve ancak Saadet Partimizin hükümet kurmasıyla Milli Görüş’ün iktidara gelmesiyle mümkündür.”
Sadece Kendi Yoksulluklarını Giderdiler
Türkiye’nin 22 yıldır ‘biz asla Milli Görüş’ten vazgeçmeyiz’ diyenler tarafından yönetildiğini söyleyen Arıkan şunları söyledi:
“Hatırlayacaksınız, 22 yıl önce “yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklarla mücadele edeceğiz” diyerek yola çıkmışlardı. 22 yıl sonra ne oldu? Yoksullukla mücadele konusunda sadece kendi yoksulluklarını giderdiler bırakın Türkiye’yi dünyanın en zenginleri arasına girdiler.
Yolsuzlukla mücadeleden kastettikleri şey yolsuzluğu tekellerine almakmış, kendilerinden başkasına yolsuzluk yaptırmamakmış. Kendilerine dokunan yasaklarla kısmi de olsa mücadele ettiler ama insanları kendi evlerinde bile kısık sesle konuşmak zorunda bıraktılar. Gazetecileri cezaevlerine gönderdiler.
Yıllardır enflasyonun, faizin, rantın ve yolsuzluğun pençesindeyiz. Bugün iktidarın iş adamları ve birden fazla maaş alan bürokratlar dışında ekonomiden şikayet etmeyen yok.
Ülke İnsanımız Umutsuz
Kiraların asgari ücreti geçtiği bir Türkiye’de yaşıyoruz. Milyonlarca emeklimiz açlık sınırının yarısına tekabül eden bir maaşla geçinmeye çalışıyor. Çocuklar aç, gençler işsiz, tencereler boş, en önemlisi de ülke insanımız umutsuz…
Vahşete Alıştık, Şiddeti Kanıksadık
Sokaklarımız çetelere teslim edilmiş vaziyette. Sporda, okulda, hastanede, sokakta, evde ve ne yazık ki mecliste bile şiddet biricik çözüm yolu olarak görünüyor. Vahşete alıştık, şiddeti kanıksadık, ölümleri olağan karşılamaya başladık. Kadınlarımız ve çocuklarımız her gün acaba bir sonraki kurban ben miyim? korkusuyla yaşıyor.
Bir iktidar düşünün ki çeteleri çökertemiyor. Bir iktidar düşünün ki hastanelerde el kadar bebekleri çetelerden koruyamıyor. Gençlerimiz umutsuz. Kaliteli bir eğitim alamıyorlar, üniversiteden mezun olunca iş bulamıyorlar, bin bir emek vererek girdikleri sınavlarda mülakat marifetiyle atanamıyorlar ve yuva kuramıyorlar.
Artık Yeni Nesil Siyaset Vardır
Şimdi bu gerçeklere bakarak diyorum ki, yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele etmek için yola çıkmış bu iktidarın artık Türkiye’ye verecek hiçbir şeyi kalmamıştır. Yıllar önce Yeni Türkiye’de bunlar yok diye yola çıkan iktidarın yenisi artık eskimiştir. Karşısında Saadet Partisi vardır. Karşısında artık yeni nesil siyaset vardır. AK Parti miadını doldurmuştur arkadaşlar. Yorgundur, Türkiye’yi de yormaktadır, bitkindir ve Türkiye’yi de bitirmektedir.
Bizler inanıyor ve biliyoruz ki, Türkiye’nin meselelerinin çözümü ancak saadetle olur. Milli bir ekonomi ve adil bölüşüm Ancak Saadet’le olur. Güvenli sokaklar ancak saadetle olur! Önce ahlak ve maneviyat diyen nitelikli bir eğitim ancak saadetle olur. D-8 ve D-60 ancak saadetle olur. Yaşanabilir Bir Türkiye ancak Saadetle olur ve göreceksiniz bunlar temenninin çok ötesinde, bizim gerçeklerimiz olacak inşallah. Bizler bunun icracısı ve şahitleri olacağız.”
Temel Karamollaoğlu’ndan Veda Konuşması
Genel Başkanlık görevine veda eden, aynı zamanda Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı olan Temel Karamollaoğlu’nun konuşmasındaki şu bölüm salonda dakikalarca alkış aldı:
Hiçbir Zaman Zalimin Talim Ettiği Yola Minnet Etmedim
“Aziz Milli Görüşçüler, kıymetli dava arkadaşlarım; mükemmel bir genel başkandım demiyorum. Muhteşem işler yaptım demiyorum. Ama genel başkanlığınızı yaptığım bu sürede hiçbir zaman zalimin talim ettiği yola minnet etmedim. Siyasi ikbal için, makam için, mevki için, oy için, koltuk için kula minnet eylemedim. Kınayanların kınamasından korkup hakikati dile getirmekten çekinmedim.
Netanyahu İle El Sıkışmakta Beis Görmeyenler Kılıçdaroğlu İle El Sıkıştık Diye...
Evet, Netanyahu ile el sıkışmakta beis görmeyenler, sayın Kılıçdaroğlu ile el sıkıştık diye bize demediklerini bırakmadılar. Perez’i Meclis’te alkışlatıp, Herzog’u saray’da ağırlayanlar bu ülkenin altı partisi millet için bir araya geldi diye bize demediklerini bırakmadılar. Beyaz Saray’da oval masada Trump ile Biden ile buluşanlar biz 6’lı masada buluştuk diye bize demediklerini bırakmadılar.
Washington’u, New York’u kendilerine mesken tutanlar bize İrancı demeye kalktılar. BOP eş başkanlığı yapmakta beis görmeyenler, İslam birliği dedik diye bizi hayalcilikle suçladılar. Irak bölünmesin parçalanmasın emperyalist hesapların kurbanı olmasın diye uğraştık; Irak’taki Amerikan askerleri için dua edenler döndüler bize bunlar Saddamcı dediler.
Libya’da aynı oyunu sahnelediler. Yine uyardık. Yapmayın emperyalist oyunlara figüranlık etmeyin dedik. Kendi günahlarını, hatalarını örtmek için döndüler bize Kaddafici dediler.
Esad’a Kardeşim Diyenler Bize Bunlar Esedçi Dediler
Suriye bölünmesin, parçalanmasın diye uğraştık. Şam’a gittik. Bir İslam ülkesi daha kana bulanmasın diye çabaladık. Esad’a kardeşim diyenler döndüler bize Bunlar Esedçi dediler.
Herkes bir şeyler söyledi. Ocu dediler, şucu dediler, bucu dediler ama elhamdulillah hiçbir zaman yetim hakkı yiyorlar diyemediler. Hiçbir zaman haksız ihale alıyor diyemediler. Karanlık odalarda BOP projelerine eş başkanlık ediyorlar diyemediler. Gazze’de masum çocuklar katledilirken, İsrail’e ticaret gemisi gönderiyorlar, diyemediler.”
Bu Görevde Eksikliklerim, Hatalarım Olmuştur
Karamollaoğlu veda konuşmasını helallik ve teşekkürle şöyle sonlandırdı:
“Bu konuşma benim sizlere genel başkan sıfatıyla yaptığım son konuşmamdır. Tekrar söylüyorum, mükemmel bir genel başkandım demiyorum. Harika işler yaptım da demiyorum ma inanıyorum ki, kalpleri elinde tutan Cenab-ı Allah’tır. Bütün kalbimle söylüyorum ki, ne yaptıysam Allah rızası için yaptım, yapmaya çalıştım. Bu görevde eksikliklerim, hatalarım olmuştur. Hepimiz insanız. Ancak bilerek kimseyi incitmemeye, kimseye haksızlık etmemeye özen gösterdim.
Bu süre içinde gücüm yettiğince, dilim döndüğünce davamıza, partimize, ülkemize, milletimize hizmet etmeye çalıştım. Milli Görüş’ün temel düsturlarından biri olan “Hayra Motor-Şerre Fren” olma adına elimden geleni yapmaya gayret ettim.
Şayet bilmeden ve istemeden sizlerden, ekranları başında bizi izleyen aziz milletimizden, kalbini kırdığım insanlar olduysa, haklarını helal etmelerini istiyorum. Hakkınızı helal edin.
Ben eğer üzerinizde bir nebze olsun hakkım varsa bütün haklarımı sizlere helal ediyorum.
Parti Kadrolarına Teşekkür
Son olarak ayrı ayrı hepinize bir teşekkür borçluyum. Genel Başkanlığım boyunca bana her türlü desteği veren çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Başkanlık divanımıza, kadın kollarımıza, gençlik kollarımıza teşekkür ediyorum. MİLKO mensuplarımıza, isimsiz kahramanlarımıza teşekkür ediyorum. Elbette, iman varsa imkân vardır diyerek bütün zorluklara rağmen adeta tekeden süt çıkaran bütün il başkanlarımıza, ilçe başkanlarımıza, mahalle temsilcilerimize, sandık müşahitlerimize teşekkürü bir borç biliyorum. Elbette en büyük teşekkürüm siz teşkilat mensuplarınadır.
Bütün samimiyetimle söylüyorum ki, Saadet Partisi teşkilatları bu ülkenin en özverili, en çalışkan ve en fedakâr insanlarıdır. Kar demeden kış demeden, var demeden yok demeden koştunuz. Gece demeden, gündüz demeden yollara düştünüz. Hiçbir zaman mazeretlere sığınmadınız. Her zaman bu ülkenin teminatı, sigortası, pusulası oldunuz. Hiç kimsenin şüphesi olmasın; sizler var olduğunuz sürece hep bir umut da olacak. Çünkü sizler mazlumların, mağdurların; Afrika’da açlıktan ölüme terk edilen çocukların umudusunuz. Zulmün ve sömürünün değil, hakkın ve adaletin hakim olduğu bir dünyanın umudusunuz. Gazze’deki masum çocukların fosfor bombalarına kurban gitmediği, kanlı pusularda can vermediği bir coğrafyanın umudusunuz. Bu sebepledir ki, bu kapıdan başka bir kurtuluş kapısı yoktur, diyorum. İnanıyorum ki şartlar ne olursa olsun, hiçbir Milli Görüşçü, Yeniden Büyük Türkiye’yi ve Adil Bir Dünya’yı kurma konusundaki iddia ve iradesinden asla vazgeçmeyecektir. İşte bugün bu salonda gerçekleştirdiğimiz kongre bu irade ve kararlılığın göstergesidir.
“Nöbeti Mahmut Arıkan Kardeşimiz Devralacak”
İnşallah bugün bir bayrak değişimi, bir nöbet değişimi gerçekleşecek. İnşallah bu nöbeti devralacak Mahmut Arıkan bey kardeşimiz, geçmişin tecrübesini, gençliğin dinamizmiyle birleştirip önümüze yeni hedefler koyacak, yeni ufuklar açacak. Ben bir kez daha hayırlı olsun dileklerimi sunuyor, bu ulvi görevde kendisine üstün başarılar diliyorum.
“Son Nefese Kadar Her Görevi Yerine Getireceğim”
Ve huzurlarınızda söz veriyorum. Bugünden itibaren, bütün enerjimle, bütün imkanımla, bütün zamanımla emrinizde olacağım. Takatim bitene, son nefesime kadar verilen her görevi eksiksiz yerine getirmeye çalışacağım. Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun. Zafer inananlarındır ve zafer yakındır.”