Mezarlıklarda 9 Tahta Geleneği Nereden Geliyor? Mezara Tahta Konulmasının Dini Dayanağı Var mı?
Ölüm, hayatın gerçeği ve Allah'ın emri... Ancak her toplumda ve kültürde ölümle ilgili farklı ritüeller ve gelenekler vardır. Türkiye'de ve İslam dünyasında da cenaze yıkanması, kefenlenmesi ve defnedilmesi sırasında bazı uygulamalar dikkat çeker. Bunlardan biri de cenaze mezara konulurken tahta yerleştirilmesidir. Peki, mezara neden 9 tahta konur? Ölen kişinin mezarına neden tahta konulur? Bu soruların cevaplarını sizler için araştırdık.
Mezara Neden 9 Tahta Konur?
Mezara neden 9 tahta konulduğuyla ilgili kesin bir bilgi yoktur. Bazı kaynaklarda bu sayının Hz. Muhammed'in (s.a.v) kabrindeki tahta sayısına dayandığı belirtilirken, bazı kaynaklarda ise bu sayının tesadüfi olduğu veya bölgesel bir uygulama olduğu ifade edilir. Ancak mezara tahta konulmasının asıl sebebi, toprağın cenaze üzerine doğrudan gelmesini önlemek ve cenazenin çürümesini kolaylaştırmaktır. Ayrıca tahtalar, kabrin yerini belirlemek ve mezar ziyaretçilerine ibret vermek için de kullanılır.
Mezara Tahta Konulmasının Dini Dayanağı Var mı?
İslam dininde mezara tahta konulmasının dini bir dayanağı yoktur. Bu bir gelenek veya adettir. İslam dininde cenazeye karşı yapılagelen görevler arasında yer alan defin işlemi, aynı zamanda İslâm’ın insana verdiği değeri de gösteren dinî bir vecîbe özelliği taşır.
Cenaze namazı gibi bunun da farz-ı kifâye olması, bu görevin herkes tarafından olmasa bile toplum adına bir grup veya kurum tarafından yerine getirilmesi gerektiğini gösterir.
Kur’ân-ı Kerîm’de bu işlemin insanoğluna Allah tarafından öğretildiği, kardeşinin cesedini ne yapacağını, ancak Allah’ın gönderdiği bir karganın hareketlerinden öğrenen Hz. Âdem’in oğlunun, “Yazıklar olsun bana, şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten de mi âciz kaldım!” dediği anlatılır (el-Mâide 5/31)https://islamansiklopedisi.org.tr/defin.
Başka âyetlerde de ölünün gömülmesi gereğine dolaylı olarak işaret edilmiştir (bk. Tâhâ 20/55; el-Mürselât 77/25-26; Abese 80/21-22).
Ölünün toprağa tevdi edilmesinin çevre temizliği, sağlık, insanın saygınlığının korunması ve ölümü hatırlatma türünden birçok hikmetler taşıdığı ve bir bakıma geride kalanların ölüye karşı son görevini simgelediği, ölen için de yeni bir hayatın başlangıcı olduğu için defnin şekil ve usulü öteden beri fıkıh kitaplarında ayrıntılı şekilde ele alınmıştır. Ancak bu konuda mevcut bilgi ve usuller, esas ve amaçta aynı olmakla birlikte mahallî kültür ve geleneklerin değişikliği sebebiyle zaman zaman farklılıklar gösterebilmektedir.