İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu: Tek adamlığı köleleştirecek bir revizyon arayışına izin vermeyiz
İYİ Parti 5. Olağanüstü Kurultayı'da İYİ Parti'nin 2. Genel Başkanı seçilen Müsavat Dervişoğlu, katıldığı Habertür TV canlı yayınında yeni dönemde İYİ Parti'nin yol haritası ve güncel politikalara ilişkin açıklamalarda bulundu.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Habertürk TV ekranlarında gazeteci Mehmet Akif Ersoy’un sorularını yanıtladı. 27 Nisan'da yapılan İYİ Parti 5. Olağanüstü Kurultayın ardından İYİ Parti Genel Başkanı olarak seçilen Müsavat Dervişoğlu, İYİ Parti’nin yol haritası ve gündemdeki konulara dair açıklamalarda bulundu.
Koray Bey’le ve Tolga Bey’le iletişimimiz kopmadı
Kurultayın beklediği gibi adaylar arasında kardeşlik çerçevesinde geçtiğini ifade eden İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, ‘’3 aday olarak yarıştık ve adayları destekleyen arkadaşlarımızın da ortak çevremizden olduğunu biliyoruz. İlişkimiz, iletişimimiz hiç kopmadı gerek Koray Bey’le gerek Tolga beyle. Zaten herhangi bir aksaklık olur da vuku bulur diye öncesinden ziyadesiyle tedbirli davranmıştık. Dolayısıyla bizim ferasetimiz, feraset sahibi olan delegemize de yansıdı. Yaptığımız konuşmalarda da ifade ettim. Çünkü sadece İYİ Partililerin değil, Türkiye'nin ve dünyanın gözü üzerimizde olacak. İYİ Parti delegesine hem kararlarından ve tercihlerinden ötürü hem de bu süreci layıkıyla düzgün yürütüp partimizin güzel şeylerini anılmasına vesile oldukları için ayrı ayrı teşekkür ediyorum.’’ diye konuştu.
Bu liderlik anlayışının değerlendirileceğini inanıyorum
İYİ Parti’nin sıklıkla olağanüstü kongre yapmasına ilişkin değerlendirmede bulunan İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu, Kurucu Genel Başkan Meral Akşener’in ‘’tanıştırayım bunun adı demokrasi’’ sözlerine atıfta bulunarak, ‘’Biz önemli meselelerimizi partinin en yetkili organı olan kurultayda değerlendiriyoruz. Dolayısıyla seçimli olağanüstü kurultay, Sayın Genel Başkanımızın seçildiği 2018 seçimlerinden sonra yapıldı. Onun dışında zaten genel başkan adayı da yoktu. Sayın Genel Başkanımız partimiz kurulduğu günden itibaren genel başkanlıktan ayrıldığı güne kadar da bütün kongrelere tek aday olarak girdi. Bu siyasetteki liderlik anlayışının ve bakışının inşallah halk tarafından doğru bir biçimde değerlendirilip takdir göreceğine inanıyorum.’’ dedi.
Moralsizlik sadece İYİ Parti'de değil Türkiye'de var
Kongredeki atmosfere ilişkin konuşan Dervişoğlu, ‘’Elbette ki zor bir seçimden çıktık. Bir moralsizlik Türkiye'de var, sadece İYİ Parti'de değil. Beklentinize karşılık bulamazsınız bir yorgunluk oluşabilir. Ama bu kongreyle birlikte o yorgunluğun da artık atıldığını ve mensuplarımızın, delegelerimizin, teşkilatlarımızın, bize gönül verenlerin artık yeni bir yolculuğa çıkacaklarının bilincinde olarak bir heyecan dalgası oluşacağını öngörüyorum.’’ diye konuştu.
Akşener'in gönlünden geçen aday olmak bana gurur verir
İYİ Parti Genel Başkanı olarak seçilmesinin ardından ilk olarak Meral Akşener’in, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun arayarak tebrik ettiğini ifade eden Dervişoğlu, Akşener’in kendisini desteklediği iddialarına şu sözlerle cevap verdi:
‘’Meral Akşener İYİ Parti'nin her şeyi kuruluş aşamasından itibaren. Dolayısıyla İYİ Parti'nin kurucu liderinin gönlünden geçen aday olmak bana onur ve gurur verir. Onun dışında herhangi bir şey ifade edemem. Ama ben diğer genel başkan adaylarının da gönlünden az geçen biri değilim. O bakımdan Sayın Genel Başkanımızın bu kongredeki duruşu; delege oradaydı, birtakım şeyler çıkarıldı. Ama görüldü, sonuç da ortada ve şimdi hâlâ kongrenin sonuçları üzerinden farklı tartışmalar oluşturmaya çalışanlar var. Elbette olacak yani siyaset dikensiz bir gül bahçesi değil. Önemli olan bizim açımızdan süreci doğru yönetmek.’’
Süreci çok doğru yürüttüğüme ve yönettiğime inanıyorum
Kongre sürecinde adaylar arası yarışı yorumlayan Dervişoğlu, ‘’Kongreyi sonuçları itibariyle; ‘Acaba ne olacak?’ endişesiyle takip etmedim. Yani adayların taraflarının tezahüratlarında bile bizim kendi mensuplarımızın süreci sükunetle takip etmelerinin gerekliliğine işaret eden uyarmalarda bulundum. Benim en başından beri takip ettiğim yol; adayların birliklerinin ve beraberliklerinin yara almaması ve buradan partimiz açısından olumsuz bir sonuç çıkmasının engellenmesini idi. Ben süreci çok doğru yürüttüğüme ve yönettiğime inanıyorum. Bundan sonra da tabii birtakım duygusallıklar yaşanabilir. O duygusallıklar da artık akılla ve ferasetle aşılacaktır. Çok güllük gülistanlık bir ortam zaten yoktur. Bu çok adaylı kongreler birtakım farklılıkların oluşmasına da vesile olur. Ama bizim sorumluluklarımız, özellikle adaylarımızın o zamana kadar gösterdiği sorumlu davranışın bundan sonra da devam etmesi hâlinde o sorunları aşacağımıza delalet eder diye düşünüyorum.’’ diyerek mazbatasını teslim almasının ardından Koray Aydın ve Tolga Akalın ile görüşeceğini ifade etti.
Türkiye'nin İYİ Parti'ye ihtiyacı var
Kongrede yaptığı konuşmada kim kazanırsa kazansın salondan diğer adaylarla birlikte çıkacağını tekrar vurgulayan İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu, ‘’Türkiye'nin İYİ Parti’ye ihtiyacı var, Türkiye'nin İYİ Parti'den beklentisi var ve Türkiye hâlâ İYİ Parti'yi bir umut yeşerecek alan olarak görüyor. Ben kongre sürecinde neler yaptıysam, parti kurulduğu günden itibaren neler yaptıysam; birleştirici güç olma vasfımı ön plana çıkarmak suretiyle yapılması icap eden her şeyi yapacağım. Hiç kimsenin endişesi olmasın.’’ dedi.
Müsavat Dervişoğlu nasıl bir genel başkan olacak?
İYİ Parti’nin yeni genel başkanı olarak seçilen Müsavat Dervişoğlu, nasıl bir genel başkan olacağını şu sözlerle ifade etti:
‘’Sürekli sahada olacağım açık. Aslında bulunmam gereken yerde olacağım. Milletin bağrında olacağım. Ama benden özellikle basın mensubu arkadaşlarımız böyle bir meseleye ziyadesiyle vakıf olmadan ayaküstü cevaplar beklemesin. Zaten ben onu grup başkanvekilliğimde de hiç yapmadım. Rahmetli Osman Bölükbaşı’nın hafızamda yer eden bir lafı lav; ‘Siyasetçinin ağzında laf çiğ et gibidir dolayısıyla nasıl servis edileceği belli olmaz.’ Her normalde rehber olmuştur o ifade. Benim de toyluk zamanlarımda ağzımdan beklenmeyen ifadeler çıkmış olabilir. Ama partimi temsil makamına geldiğim andan itibaren özellikle Genel Merkeze ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde konulara, tevatürlere özenle yaklaşmaya çalıştım hep ve bu böylece devam edecek. Ben İYİ Parti Genel Başkanlığı makamında İYİ Parti'nin ve Türk milletinin İYİ Parti'ye oy ve gönül verenlerin temsilcisiyim. Dolayısıyla onları mahcup etmemek için elimden gelen gayreti sarf edeceğimden emin olabilirsiniz.’’
Siyasi kimlik oluşturma ihtimalimiz yok bizim
İYİ Parti’nin siyasetteki konumuna ilişkin konuşan Dervişoğlu, ‘’İYİ Parti’nin konumlandığı yer sürekli konuşuluyor. Tartışılıyor demiyorum, konuşuluyor. İYİ Parti Türk siyasetinin merkezine kuruldu zaten. Yani İYİ Parti'de kişilerin siyasi geçmişine bakılarak ‘bu parti şöyle, bu parti şu eksene doğru kayacak’ türünden tartışmaların çok uygun olmadığı düşüncesindeyim ben. Kongredeki konuşmamda da ifade ettim; Türkiye'nin merkezi Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye'nin merkezi onun kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. Türkiye'nin merkezi olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş felsefesi. Dolayısıyla İYİ Parti merkezde mi olacak? Merkezde olup olmadığını nereden anlayabilirsiniz? Söylemden anlayabilirsiniz. Ben merkezi temsil eden ifadelerde bulunan biriyim hep. Böyle marjinal bir tarafta bulunmadım. Hayatımdaki bütün mücadele de toplumsal merkezin izdüşümünü siyasetin merkezine taşınması mücadelesinden ibaret. Dolayısıyla partinin kuruluş üyeleri de belli. Partimiz milliyetçi, demokrat ve kalkınmacı bir parti. Bu merkez tanımına çok uygun. Yani bütün kaygıları ortadan kaldıracak bir felsefesi var, bir programı var partimizin. Dolayısıyla bu programı siyasetin boşalan merkezine parti kurarak uygulanabilir hâle getirme çabası da arkadaşlarımızın ortak çabasıdır. Yani geldiğimiz yerlere bakarak siyasi kimlik oluşturma ihtimalimiz yok bizim.’’ dedi.
İstifalar İYİ Parti’ye zarar vermek için yapıldı
İYİ Parti’den ayrılanları yeniden partiye davet edip etmeyeceğine ilişkin konuşan Dervişoğlu, ‘’Benim burada mesafeli durduğum bir alan var. Ayrılmanın zamanlamasını planlayarak sırf zarar vermek için ayrılanlarla ve eleştiri maksadını aşan ifadelerde bulunup hakaretamiz beyanlarda bulunanlarla aramdaki mesafeyi kapatmayacağım. Yani o benim için çok önemli. Çünkü kırılma noktalarında yapılan istifalar ve açıklamalar doğrudan doğruya zamanlamasını planlanarak İYİ Parti'ye zarar vermek amacıyla gerçekleştirildi. Dolayısıyla bu partiyi biz kurduk. Hep söylüyoruz, bununla iftihar ediyoruz. Ama bu partiyi millet kurdu. Milletin umuduna halel getirmek amacıyla İYİ Parti'ye zarar verecek bir takvimde bilerek, isteyerek, taammüden daha güzel iş yapanlarla mesafemi kapatmayacağım. Ama her konuda olduğu gibi siyasette de nedamet diye bir şey var, nadim olunur ve kabul edilir ve bundan bir pişmanlık duyulduğu ifade edilirse o zaman ben de o açtığım mesafeyi kapatırım.’’ ifadelerini kullandı.
Umudu ayağa kaldıracağız
Sahada siyaset yapacağının altını çizen Dervişoğlu, ‘’Meydanlar uzunca bir zamandan beri öksüz. Meydanlarda bir kişi var, Recep Tayyip Erdoğan. Türkiye’nin meydanlarından milletime sesleneceğim. Diğer siyasi partiler açısından da bakıldığında 22 yıllık iktidarını Sayın Tayyip Erdoğan'ın neye borçlu olduğunu biliyoruz; meydanlarda bir hâkimiyet kurması. Dolayısıyla o hâkimiyeti Adalet ve Kalkınma Partisi’nin elinden alacağız, meydanlarda olacağız, vatandaşlarımızın içinde olacağız. Millet İYİ Parti'den umut beklerken İYİ Partili cesur insanlar umutsuz olamaz. Bu sebeple o umudu ayağa kaldıracağız.’’ diye konuştu.
İYİ Parti kurulduğundan belli AK Parti çoğunluğu sağlayamadı
İYİ Parti’nin kuruluş aşamasında yaşadığı zorlukları anlatan ve İYİ Parti’nin kurulmasıyla birlikte Türkiye’de siyaset ikliminin değiştiğini ifade eden Dervişoğlu, ‘’İYİ Parti kurulduğundan beri Adalet ve Kalkınma Partisi tek başına parlamentoda çoğunluk sağlayamadı. Seçimde yapmış olduğu ittifakı parlamentoda sürdürmek durumunda kaldı. Siyasette birbirinden farklı görüşlere sahip olan insanların yan yana gelebilmesi mümkün görünmüyordu, onun önünü açtı İYİ Parti. Bunu kadrolarıyla yaptı, kadrolarının stratejileriyle yaptı, Sayın Genel Başkan’ın duruşuyla yaptı. Biz çok şeyi değiştirdik Türkiye’de aslına bakarsanız İYİ Parti'yi kurarak. Yarın için de söylüyorum ve iddialıyım çok şeyi değiştirmeye devam edeceğiz.’’ dedi.
Yeni bir kitap olmak derdinde değilim
İYİ Parti’nin yol haritasına ilişkin konuşmaya devam eden Dervişoğlu, ‘’Eksikliklerin giderilmesi için de çaba sarf edeceğiz. Siyasette mükemmel yoktur zaten. Partiye sadakat duygusuyla bağlı insanların da o eksikliği ortadan kaldıracak tedbirleri alması lazım. Yeni bir kitap olmak derdinde değilim. İYİ Parti bir kitap bana göre. Güçlü bir hikâyesi olan, o güçlü hikâyeden bir siyasi parti çıkaran, çıkardığı siyasi partiyle Türkiye Büyük Millet Meclisinde temsil edilen; Türkiye'de muhalefetin elde ettiği başarılarda önemli payı ve izi olan bir siyasi parti İYİ Parti. Ben yeni bir kitap yazmıyorum. Ben elde bulunan kitabın elde bulunan sayfalarından biri olmaya talibim. Dünden bugüne İYİ Parti’nin programında eksik olan ne ki? Bir şey değişirse çok şey değişebilir. Bir değişiklik oldu. Olağanüstü bir kongreyle gerçekleşti. Sayın Genel Başkanımız da bir sorumluluk üstlenerek geride bıraktığımız dönemde millete verdiği sözün icabını yerine getirdi. Şimdi bayrağı ben devraldım. Ben geçmişin değil, geleceğin temsilcisiyim. Ama elimde değerler manzumesi var. O değerlere sahip çıkmak gibi de bir sorumluluğum var.’’ diye konuştu.
Tek adamlığı köleleştirecek bir revizyon arayışına izin vermeyiz
Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne ilişkin konuşan Dervişoğlu, Anayasa değişikliği konusundaki görüşlerini şu sözlerle ifade etti:
‘’Sistem sorgulaması birçok yönüyle ele alınması icap eden bir şey. Ama tek adamlığı kökleştirecek bir revizyon arayışına biz izin vermeyiz İYİ Parti olarak. Çünkü bu şartlarda Sayın Recep Tayyip Erdoğan bir daha Cumhurbaşkanı adayı olamıyor. Bunun için başka kanalları zorlamaya çalışmanın da bir anlamı yok. Bir daha Cumhurbaşkanı adayı olamayacaksa Sayın Cumhurbaşkanı, o zaman elbette bir daha yönetme iddiası serdedebileceği bir anayasal düzenlemeyi Türkiye Büyük Millet Meclisine dayatabilir. O zaman ben Sayın Cumhurbaşkanını demokratik bir yarışa davet ediyorum bu düşüncelerimle. Parlamenter demokratik sisteme geçme amacına matuf herhangi bir düzenlemeyi önümüze getirirlerse tartışılır buluruz. Ama tek adamlığı güçlendirecek yani tahkim edecek, Sayın Cumhurbaşkanı’nın yeniden Cumhurbaşkanı adayı olmasını mümkün hâle gelebileceği bir düzenlemeyi revizyon diye metnin içerisine taşımak, bu yolda yapılan işler ve öne atılan adımlara biz parti olarak sıcak bakamayız.’’
Milletim duysun, TBMM, kanun çıkarmıyor
Sistem eleştirisine devam eden Dervişoğlu, ‘’Milletim duysun. Kanun çıkarmıyor TBMM. Bürokrasinin dayattığı kanunların düzenliyor. Bana bugün bir kanun gönderiyor, ben onu düzenliyorum Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak. Aradan 3 ay geçiyor. Bugün çıkardığımız kanunu o gün düzeltiyoruz. Dolayısıyla doğru bir biçimde hazırlanmıyor. Kanunun doğru bir biçimde hazırlandığı, mevcut komisyonların, ihtisas komisyonlarının doğru biçimde çalıştığı bir Türkiye Büyük Millet Meclisine ihtiyaç var. Türkiye Büyük Millet Meclisini baypas etmiştir bu sistem. Ayrıca erkler hiyerarşisini bozmuştur. Yasama, yürütme, yargı yerini kaybetmiştir. Yasama, yürütme, yargı bitmiş; Recep Tayyip Erdoğan dönemini başlatmıştır.’’ dedi.
Ne yaptıysak aynısını yapmaya devam ediyoruz
İYİ Parti’nin yol haritasına ilişkin konuşmasına devam eden Dervişoğlu, programı şu sözlerle noktaladı:
‘’Türkiye'nin bekasıyla ilgili, güvenliğiyle ilgili alınmış kararlarda; çıkarılan teskerelerde, çıkartılan kanunlarda biz doğrudan doğruya büyük Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yanında tavır koyduk ve koyarız. Bu, bu zamana kadar hep böyle oldu. Onun dışında bu hükûmetin uygulamalarına bakarak yaptıkları yanlış işlere karşı iktidarın yani Adalet ve Kalkınma Partisi'nin, Cumhur İttifakı'nın karşısında oluruz. Mesele Türkiye ise mesela bugün Türkiye'nin güvenliğini tehdit eden bir bölgede Türkiye'nin askerî varlığına ihtiyaç duyuluyorsa biz o ihtiyacı reddetmeyiz. Bu zamana kadar ne yaptıysak aynısını yapmaya devam ediyoruz. Milletin de devletin yanında, iktidarın karşısında saf tutuyoruz.’’