Kara Harp Okulu Sancak Devir Teslim ve Mezuniyet Töreni sonrasında “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı atarak kılıç çeken genç teğmenlerden 5’i Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) ihraç edildi.
Milli Savunma Bakanlığı, 3 disiplin amirine ve 5 teğmene "Silahlı Kuvvetlerden Ayırma Cezası" verildiğini duyurdu.
MSB, teğmenlere ilişkin kararı, “Kara Harp Okulu Sancak Devir Teslim ve Mezuniyet Töreni sonrasında kamuoyuna yansıyan görüntülerin ardından başlatılan idari ve disiplin soruşturmaları kapsamında; Milli Savunma Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu tarafından sıralı 3 disiplin amirine, Kara Kuvvetleri Yüksek Disiplin Kurulu tarafından 5 teğmene Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu ve Türk Silahlı Kuvvetleri Yüksek Disiplin Kurulları Yönetmeliği amir hükümleri ile diğer mezkur mevzuat gereğince 'Silahlı Kuvvetlerden Ayırma Cezası' verilmiştir. Önceliği müesses disiplinin muhafazası ve idamesi olan Türk Silahlı Kuvvetlerimizde; disipline aykırı hiçbir eylem, olay ve duruma müsamaha gösterilmeyeceğinden en ufak bir şüphe duyulmamalıdır.” sözleri ile açıkladı.
İHRAÇ EDİLEN TEĞMENLER KİMLER?
TSK'dan ihraç edilen beş teğmen; Ebru Eroğlu, İzzet Talip Akarsu Serhat Gündar Deniz Demirtaş Batuhan Gazi Kılıç oldu.
İhraç edilen 3 disiplin amiri ise Alay Komutanı Vekili Albay Alper Topsakal, Tabur Komutanı Yarbay Halit Türkoğlu ve Bölük Komutanı Binbaşı Murat Öztürk oldu.
12 Soruda Neden Böyle Bir Karar Verildi?
Öte yandan 12 soruda neden böyle bir karar verildiğine ilişkin cevaplar ortaya çıktı.
1. Teğmenler yürürlükten kaldırılan yemin metnini törende okumakta neden bu kadar ısrarcı oldular? Komutanlarına yedi kez gitmelerindeki amaç neydi? Metnin tekrar yönergeye konulması için denenebilecek başka yol var mıydı?
Yönergeden bahse konu yemin metninin çıkarılması idarenin takdirindedir.
Öğrencilerin bu kararı sorgulamaları ve yönergeden çıkarılmasına rağmen resmî törende okumak istemeleri de bir disiplinsizlik. Mutlak itaati esas alan askerlik mesleğinde amirlerin aldığı kararları bir kez bile sorgulamak ciddi bir disiplinsizlik iken bunun yedi defa tekrarlanması kabul edilebilir bir durum değil.
Nitekim bu durumda yapılması gerekeni yapmayan ve gerekli tedbirleri almayan idareci subaylar için de Yüksek Disiplin Kurulu tarafından TSK'dan ayırma cezası verilmiş.
İdarenin aldığı bir kararın yanlış olduğu düşünülüyorsa yapılması gereken idari yargı yoluna gitmek.
2. Faaliyetin anlık gelişmediği, planlı olduğu nereden belli?
Teğmenlerin;
- Yürürlükten kaldırılan metnin törende okunması için amirlerine defalarca müracaat etmeleri,
- Bir gece önce yemini okumalarına rağmen tören sonrası da okumak üzere aralarında yaptıkları mesajlaşmalar,
- Disiplin soruşturmasında "basının olduğu yerde yemini okumanın daha etkili olacağını düşündük" şeklindeki ifadeleri ile,
- Teğmen Ebru Eroğlu'nun anons sisteminden aileleri tören alanının dışına çıkarmak için anons yapmasının ardından "Malazgirt Taburu sahaya" şeklinde yaptığı anons ve,
- Teğmen Ebru Eroğlu'nun metni ezberden okuması bu eylemin bireysel ve anlık bir eylem olmadığını, önceden planlanmış ve organize bir şekilde gerçekleştirildiğini ve disiplini bozucu tavır ve davranış sergilendiğini ortaya koymuştur.
3. Teğmenlerin "Metni törende okumak istedik, izin verilmeyince törenden sonra okuduk. Emir 'törende okunmayacağı' şeklinde olduğu için emre itaatsizlik yok" savunması neden geçersiz?
Tören bir bütündür. Törenin resmî kısmı bitmiş olsa bile tören yönergesindeki yazılı hususların dışına çıkarak, alternatif tören organize etmek disipline aykırı.
Teğmenlerin emirleri "tören içi" veya "tören dışı" şeklinde yorumlayarak hareket etmesi emir komuta zincirini dolanmak anlamına gelir.
4. Geçmiş yıllarda da söz konusu yemin, değişik ortamlarda okunmuş. Onlara işlem yapılmazken neden bu yıl işlem yapıldı?
Çünkü buradaki sıkıntı yeminin okunması değil. Bu yıl törenin olduğu alanda, basının bulunmasından da istifade ile mesaj verme amacıyla organize edilmiş alternatif bir yemin töreni var. Amirleri ve askeri hiyerarşiyi yok sayma ve idare ile inatlaşma var!
5. Teğmenler "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganı attığı için mi cezalandırıldı?
Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ortak değerler üzerinden ayrışma algısı yaratacak tavır ve davranışlar asla kabul edilemez.
Teğmenler kılıç çattığı ya da "Mustafa Kemal'in Askerleriyiz" dediği için değil, yürürlükten kaldırılan yemin metnini amirlerin ikazlarına rağmen kasıtlı, organize ve planlı bir disiplinsizlik yaparak okudukları için disipline sevk edildi.
Ayrıca sorun "Mustafa Kemal'in Askerleriyiz" demek olsaydı, orada kılıç çatıp andı okuyan yaklaşık 400 Teğmen hakkında da disiplin işlemi yapılırdı.
6. MSB'nin sorunun disiplinsizlik olduğunu söylemesine rağmen neden ısrarla Teğmenler için "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganından dolayı cezalandırıldıkları iddia ediliyor? Amaç ne?
Daha ilk günden itibaren olayın iç yüzünün ortaya çıkmasını beklemeden peşinen Teğmenlerin haklı olduğunu savunmaya çalışanlar, bazı teğmenlerin organize ve planlı şekilde disiplinsizlik yaptığını anlayınca bu kez "Mustafa Kemal'in Askerleriyiz" dedikleri için disipline sevk edildiklerini gündemde tutmaya çalışır hâle geldi.
Yürütülen soruşturmada teğmenlere "Neden Mustafa Kemal'in Askerleriyiz dediniz" şeklinde bir soru sorulmamışken, bu olayın sadece bu slogandan ibaretmiş gibi yansıtılmaya çalışılması, milletimizin Atatürk'e olan sevgisini ve saygısını suiistimal etme gayretinden başka bir şey değil.
İster kamuda isterse özel sektörde olsun, hiçbir yönetici 7 kez ikaz edilmesine rağmen kurallara uymayan bir personeline göz yummaz, yumamaz.
7. Bu olay nasıl TSK'nın itibarını zedeledi/ yıpratılmasına zemin hazırladı?
Dünyada bir ilk olan 3 Harp Okulunu da aynı anda 3 kadın subayın birincilikle bitirmesinin haklı gururu ulusça yaşanacakken, bu durum bütün dünyada TSK'nın itibarını daha da artıracakken yapılan bu organize ve toplu disiplinsizlik ile TSK tartışılır hâle getirildi ve itibarı zedelendi.
Söz konusu yeminin okunması, "TSK'da ayrılık var" algısı yaratılmasına neden oldu, kamuoyunda TSK'nın içinde ayrışma olduğu şeklinde yorum ve tartışmalar yapıldı, milletin gözbebeği olan TSK, birkaç Teğmen'in disiplin dışı davranışları nedeniyle siyasi tartışmaların içine itildi.
Diğer yandan bu disiplinsizlik sonucunda bir kesimin "Atatürkçü teğmenler ordudan atılıyor" diyerek, diğer bir kesimin de "hâlâ TSK'da cuntacılar var" diyerek dezenformasyon yapmasına ve TSK'nın yıpratılmasına zemin hazırlandı.
8. TSK neden bu tür eylemlere izin veremez?
Türk Silahlı Kuvvetlerinin temeli disiplindir ve TSK'nın birinci görevi disiplini tesis ve idame etmektir.
Söz konusu eylem, amirlerin izni olmadan, grup hâlinde organize edilmiş, basının bulunduğu ortamda yapılarak eylemin bilinmesi istenmiş ve emir-komuta zinciri devre dışı bırakılmış.
Teğmenlerin amirlerinin ve üstlerinin net uyarılarına rağmen bu davranışta ısrar etmeleri askerî kurallara ve düzenlemelere açıkça meydan okumak anlamına gelmekte. Bu hiçbir şekilde kabul edilemez.
Bu tür disiplinsizlik ve eylemlere göz yumulması veya caydırıcı tedbirler alınmaması durumunda diğer personelin de benzer şekilde emirleri sorgulamasına yol açabilir. Hiyerarşiye saygısızlık yayılır ve astların üstlere karşı saygı, güven ve hürmet hisleri azalır.
Dolayısıyla kurumsal düzen bozulur.
9. Tamam disiplinsizlik var. Ama bunun cezası TSK'dan ayırma mı olmalı?
Buradaki olay özet olarak; metnin içeriğinden ve atılan sloganlardan bağımsız olarak usulle ilgili. Sen kaldırsan da ben bu metni senin uyarılarına ve izin vermemene rağmen alternatif bir organizasyonla okurum tavrıdır. İdarenin otoritesini sorgulama, askerî hiyerarşiyi yok sayma eylemini toplu şekilde yapmaktır.
Disiplinsizlik emsal teşkil edebilir ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin birlik ve beraberliğine zarar vererek gruplaşmalara neden olabilir.
Bu nedenlerle kurumsal düzenin korunması için caydırıcı cezalar verilmesi gerekmekte.
Öte yandan, disiplin soruşturması ve Yüksek Disiplin kurulu sürecinde söz konusu Teğmenlerin tavır ve açıklamaları da manidar. Bilerek yaptık minvalindeki, eylemleri ile uyumlu söylemler bunu gösteriyor. Hiçbirinde hata yaptık, yanlış anlaşıldık, pişmanlık duyuyoruz, böyle olacağını tahmin edemedik gibi bir tavır da görülmüyor. Sizce TSK buna göz mü yummalıydı?
10. Bazı emekli askerler neden ısrarla burada bir disiplinsizlik yok diyorlar. Gerçekten öyle mi?
Disiplinsizlik yok diyen bazı emekli askerler aslında Teğmenlerin yaptığı disiplinsizliği ısrarla görmezden gelmeye devam ediyor. Ancak kendileri görevde olsalardı ve bu olayla ilgili soruşturma yapsalardı aynı kararı kendilerinin de vereceği çok açık ve net.
Bu durum, görevden ayrılan eski bir ekonomistin asgari ücretin 50 bin TL olması gerektiğini söylemesine benzer. Olamayacağını, sağlıklı bir ekonomi için olmaması gerektiğini, kendi görevde olsa kesinlikle kabul etmeyeceğini bilir ama sorumluluk onda olmadığı için belli kitlelerin hoşuna gidecek vaat ve söylemlerde bulunabilir.
Emekli askerler şu anda üzerlerinde üniforma olsa TSK'nın itibarını ve geleceğini önceleyecek; kanunların, emir-komutanın ve disiplinin bu ordu için olmazsa olmaz bir husus olduğunu hatırlayacak ve şu anda yapılanların aynısını yapacaktır.
11. "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" dediği için cezalandırıldığı iddia edilen Teğmenler nasıl Atatürk'ün ideallerine en büyük zararı verdi?
Atatürk'ün en büyük ideallerinden birisi kadının toplumsal hayatta hak ettiği yeri almasıydı. Tüm dünyada büyük beğeni toplayacak olan 3 kadın Teğmen'in Harp Okullarını birincilikle bitirmesi bu ideale ulaşmadaki en yüksek noktalardan biridir. Ancak bu başarı, disiplini hiçe sayan bazı Teğmenler yüzünden gölgede kalmıştır.
Önemli olan Atatürk'ün adını anmak veya onun değerlerini savunuyor görüntüsü vermek değil, onun savunduğu değerlere saygı göstermektir.
Hâl böyleyken disiplin dışı hareket eden ve kahraman ordumuzu siyasi tartışmaların göbeğine iten Teğmenler, Atatürk'ün disiplin kültürünü de çiğnemiştir.
12. Yapılan anketlerde halkın büyük çoğunluğu Teğmenlerin cezalandırılmasını istemiyor. Bu doğru mu? Bu durum doğru ise karar alınmasında etkili olması beklenir mi?
Söz konusu anketleri yapanlar, Teğmenlerin "Mustafa Kemal'in Askeriyiz" dedikleri için ihraç edileceğini söyleyerek bu anketleri gerçekleştiriyor.
Ancak Atatürk söz konusu edilmeden Teğmenler ve onları motive edenler acaba savunma yapabilir mi? Disiplinsizliklerine mantıklı bir açıklama getirebilirler mi?
Halkımız meseleye duygusal bakmakta, Teğmenlerin disiplinsizliğini örtmeye çalışanlar da bu duygusallığı kullanmakta.
Devlet sadece ve sadece kanunlara, nizamlara ve emirlere göre karar verir. Devletin sağlıklı işleyebilmesi, kurumsal düzenin korunması duygusallıktan önce gelir.
Teğmenlerin Avukatlarından Ortak Açıklama
İhraç edilen teğmenlerin avukatları ortak bir açıklama yayımladı. Açıklamada, "Vicdanlarda şimdiden mahkum olmuş haksız karara karşı hukuksal mücadelemiz tereddütsüz bir şekilde devam edecektir" ifadelerine yer verildi.
Açıklamada şöyle denildi:
"Kara Harp Okulu mezuniyet töreni sonrasında geleneksel kılıç çatma seremonisi esnasında yine gelenekselleşmiş marş ve özlü sözler söyleme kapsamında; 'Mustafa Kemal'in Askerleriyiz' diyen ve subay andını söyleyerek Türkiye Cumhuriyeti'ne bağlılıklarını, Türk vatanına yönelecek tehditlere karşı canlarını seve seve vermeye hazır olduklarını ifade eden yüzlerce teğmenin arasından seçilerek disiplin yargılamasına tâbi tutulan Müvekkil beş Teğmenimiz TSK'dan ayırma cezasıyla tecziye edildiği hususu, henüz muhataplarına resmi olarak tebliğ edilmeden devlet geleneklerine aykırı bir tutum ve büyük bir ciddiyetsizlikle basın açıklaması olarak kamuoyuna duyurulmuştur. Şüphesizdir ki bu yargılama tarihe, bir emre itaatsizlik yargılaması olarak değil, gerçekte olduğu gibi 'Mustafa Kemal'in Askerlerinin' yargılanması olarak geçecektir. Kara Harp Okulu’ndan Atatürk’ün askeri subayların mezun olmasını kabullenemeyen, Cumhuriyet değerlerine düşman çevrelerin siyaset ve bürokrasi üzerindeki baskısıyla verilen gerçeğe ve hukuka aykırı bu ceza karar, daha bugünden Türk Ulusunun vicdanında mahkûm edilmiş bulunmaktadır. Pırıl pırıl genç ve vakur teğmenlerimizin rütbesi şimdilik alınmış olup, kalplerinde Harbiyeli brövesi, Türk Ulusunun kalbinde ise yıldızları bâkidir. Sadece Türk milleti adına hareket ederek yargılama gerçekleştirecek olan mahkemelerin bu hukuksuzluğa karşı duracağına inancımız sonsuzdur."