Cilt yaşla beraber zamanla eski esnekliğini ve gençliğini yitirebilir. Vücuttan eksilen belirli proteinler kas dokusunda gevşekliğe, kemik sağlığında incelmeye ve eklem ağrılarına neden olur. İlerleyen yaşlarda bu tarz olumsuzluklara karşı ek bir takviye oluşturabilmek mümkündür. Yapılan araştırmalar cilt sorunlarını en aza indirerek daha genç bir görünüm sağlamayı destekleyecek kolajen takviyesini yeniden gündeme getirdi.
Kolajen ile Cilt Problemleri Azalır!
Kolajen eksikliği vücutta yaşlanmayı artıran bir etkiye sahiptir. Cilt problemlerini arttırırken saç dökülmesi ve tırnak kırılmalarını da hızlandırır. Cildin eski sağlıklı görünümüne kavuşabilmesi doğal olmayan ilaçlar yerine vücuttaki kolajen eksikliğini gidererek de dengelemek mümkündür.
Özellikle deri ve bağ dokusu alanında yer alan proteinlerin %30'u kadarını kolajen oluşturur. Çeşitli bitkilerde de yer alan bu madde 29 farklı çeşidi ile var olur.
Vücutta Kolajen Nerelerde ve Nasıl Yer Alır?
İnsan vücudu içerisinde Tip 1, Tip 2 ve Tip 3 adı verilen farklı kolajen enzimleri yer alır. Tip 1 denilen içerikte özellikle kemik ve organlarda damar geçişlerinde deri alanın üzerinde ve tendonda yer alır. Tip 2 kıkırdakta yer alan kolajen içeriğini ifade eder. Tip 3 bağ dokusu alanlarında yer alan lifleri ifade eder. Bu alanlarda gittikçe azalan kolajen miktarı cildin görünümünde koruduğu canlı zinde ve elastik görünümünü kaybetmesine neden olur. Cilt kırışıklıkları gittikçe hızlanır ve cilt hasarı artar.
Kolajen Eksikliği Neye Neden Olur?
Kolajen eksikliği kas ve bağ dokularına da zarar verir. Özellikle kaslarda zayıflama beraberinde eklem ağrılarına getirir. Saç ve tırnaklar güçsüzleşir.
Vücutta yaşanan olumsuzlukları engelleyebilmek için kullanılacak kolajen toz halinde ya da kapsüllerle satılabilmektedir. Bazıları toz halinde yiyeceklerin içerisine katılabilirken pek çoğu içeceklerle de tüketilebilir. Çoğu diyetisyenin ortak fikri günde 20 gramdan fazla tüketilmemesi gerektiğidir.
