Bir kadın, hayatının büyük bir bölümünü babasının ailesinin zulmü altında geçirdi. Evlenmek için kaçtığı kocası da ona sahip çıkmayarak annesinin dolduruşuna gelip ona şiddet uyguladı. Çocuklarına sarılarak hayata tutunan kadın, onlara kendi yaşadığı acıları yaşatmadan büyüttü. Şimdi ise babası ve babaannesi ona muhtaç olduklarını görüyor, onlara merhamet ediyor. Kadın, hayatın adaletini gördüğünü söylüyor, “Ocak tava gelir hamur tükenir, akıl başa gelir ömür tükenir” diyor.
Annem Zor Bir Çocukluk Geçirdi
Annem, babasının ailesinin yanında büyüdü. Babası çok erken ölmüştü. Babaannesi ve amcaları anneme hep kötü davranırlardı. Onu okula göndermezler, ev işlerinde çalıştırırlardı. Annem küçük yaşta evlenmek için kaçtığı kocasına güvenmişti ama o da onu hayal kırıklığına uğrattı. Babaannesi ve kocası anneme hep işkence ettiler, onu hor gördüler, dövdüler ve aç bıraktılar.
Çocuklarına Sarılıp Hayata Tutundu
Annem üç çocuk doğurdu. İlk çocuğu Kıymet’i kırk gün olmadan kaybetti. Sonra Nazlı ve ben dünyaya geldik. Bizim için çok fedakarlık yaptı. Bize sevgi verdi, okuttu, evlendirdi. Bize kendi yaşadığı acıları yaşatmadı. Bizimle gurur duydu. Biz de onunla gurur duyduk.
Hayatın Adaletini Gördü
Şimdi annem 60 yaşında. Babam ve babaannesi de 80’li yaşlarda. Babam ve babaannesi artık yaşlılık hastalıklarıyla boğuşuyorlar. Onlara bakacak kimse yok. Annem ise sağlıklı ve güçlü. Onlara merhamet ediyor, onlara bakmaya çalışıyor. Ama onların yüzünden çok acı çektiğini de unutmuyor. Hayatın adaletini gördüğünü söylüyor, “Ocak tava gelir hamur tükenir, akıl başa gelir ömür tükenir” diyor.