Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’na Peş Peşe Dava: Hangi Sözlerinden Şikâyetçi Oldu?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanmasını protesto ederken kullandıkları ifadeler nedeniyle birer milyon liralık tazminat davası açtı. Dava dilekçelerinde Özel ve İmamoğlu'nun konuşmalarındaki Erdoğan’a yönelik sözlere yer verildi. Konuya ilişkin ilk açıklamayı Özgür Özel yaptı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanmasını protesto amacıyla yaptıkları konuşmalardaki ifadeler nedeniyle 1’er milyon liralık manevi tazminat davası açtı. Dava dilekçelerinde, Özel ve İmamoğlu’nun Erdoğan’a yönelik sözleri gerekçe gösterildi.
Özgür Özel’e Dava
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Ahmet Özel, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunduğu suç duyurusu dilekçesinde, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Esenyurt Belediyesi önünde yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan’a galiz ifadelerle doğrudan saldırdığını savundu. Bu ifadelerin hukuki çerçevede Cumhurbaşkanı’na yönelik ağır ithamlar içerdiği ve suç teşkil ettiği iddiasıyla başvuruda bulunuldu.
Cumhurbaşkanlığı Makamına Karşı Suç İşlendi
CHP lideri Özgür Özel’in, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en üst makamı olan Cumhurbaşkanlığı makamının itibar ve şerefine karşı açıkça suç işlediği ileri sürülen dilekçede, “Söz konusu suç teşkil eden konuşma görüntüleri ve içerikleri bütün kamuoyu önünde, görüntülü ve yazılı basın vasıtasıyla da tekrar edilmiştir.” denildi.
“Türkiye Cumhuriyeti, Erdoğan Özelinde Hakarete Uğramıştır”
Dilekçede, Özel’in üzerine atılı suçlardan en üst sınırdan cezalandırılması için gerekli işlemlerin yapılması talep edilerek, “Türkiye Cumhuriyeti, Cumhurbaşkanlığı makamı nezdinde ve Cumhurbaşkanı’mız Recep Tayyip Erdoğan özelinde ağır bir hakarete uğramıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve Türk milletinin itibarına ve şerefine karşı alenen suç işlenmiştir.” ifadeleri yer aldı.
“Diktatöre Benzetildi”
Özel’in konuşmasının içeriğine de yer verilen dilekçede, “Erdoğan’ın darbeciye, terör elebaşına, komplocuya ve diktatöre benzetildiği” vurgulanarak, “Şüphelinin müvekkili hedef alan ağır, tahammül edilmesi imkansız hakaret ve ithamları içerir yalan iddialara dayalı beyanları çok geniş kitlelere ulaşarak, müvekkilin aşağılanmasına, toplum önünde küçük düşürülmesine ve yıpratılmasına sebep olmuştur.” denildi.
“Cumhurbaşkanlığı Makamının Saygınlığı Zedelendi”
Dilekçede, “Erdoğan’ın terör örgütleriyle mücadelesinin herkesçe malum olduğu, Özel tarafından yapılan benzetmelerin Cumhurbaşkanlığı makamını, Türkiye Cumhuriyeti’nin saygınlığını zedelediği” savunuldu.
Özel’in, herhangi fikri bir kanaatin sınırlarını aşan, devletin kurumlarını da aynı şekilde aşağılayan tahrik edici ve sövgü ifadeleriyle Erdoğan’a hakaret ettiği belirtildi.
“Dün Yaşanan Süreç Kumpas Barındırıyor”
Dilekçede, Özel’in Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanmasıyla ilgili “Dün yaşanan süreç tamamen hukuksuzluk, tamamen usulsüzlük, tamamen bir kumpasın tüm işaretlerini barındırmaktadır.” sözleriyle İçişleri Bakanlığının ve mahkemelerin verdiği bir kararı Erdoğan’ın vermiş olduğu bir karar gibi gösterdiği savunuldu.
Suç duyurusu dilekçesinde, “Özel’in sözleriyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hem ülke hem de dünya kamuoyunda öcü, makamını da saygınlıktan uzak bir makam gibi göstererek çok ciddi ve ağır bir suç işlediği” savunuldu.
Dilekçede, Özel’in Türk Ceza Kanunu’nun “Cumhurbaşkanına alenen hakaret” ve “iftira” maddelerine göre cezalandırılmasının sağlanması için gerekli soruşturmanın yapılarak kamu davası açılması talep edildi.
Manevi Tazminat Davası
İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine sunulan dava dilekçesinde ise Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in “PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçundan gözaltına alındığı ve kuvvetli suç şüphesi sebebiyle tutuklandığı hatırlatıldı.
Özer’in tutuklanıp görevden alınmasının ardından CHP’liler, DEM Parti’liler ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının çağrılar üzerine dün Esenyurt Meydanı’nda toplandıkları anlatılan dilekçede, davalı Özgür Özel’in burada kalabalığa hitap ettiği belirtildi.
Dilekçede, Özel’in konuşması sırasında devlet organları ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik hakaret ve iftira niteliği taşıyan ifadeler kullandığı iddia edildi.
Özel’in söylemlerinin, Erdoğan’ın onur, şeref ve saygınlığına saldırı mahiyetinde olduğu ve kanunlarla koruma altına alınan kişilik haklarına yönelik ağır saldırı teşkil ettiği öne sürülen dilekçede, “Kamu nezdinde müvekkilimin itibarını sarsma amacı güdülmüş, davalının bu kasıtlı eylemiyle kamuoyunda müvekkilime yönelik güvensizlik ortamı yaratılması amaçlanmıştır. Müvekkilim Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın terörün her türlüsüne karşı olan duruşu herkesin malumudur.” ifadeleri kullanıldı.
Özel’in konuşması sırasında Erdoğan’a göndermede bulunarak, hakkında “diktatör” ifadesini kullandığı ve sarf ettiği sözlerin Erdoğan’a yönelik akla mantığa sığmayacak ifadelerden oluştuğu ileri sürülen dilekçede, “Davalının ağır hakaret ve iftira niteliğindeki söylemleri medya yoluyla tüm ülkede yayınlanmış ve müvekkile atılan iftira tüm ülke nezdinde alenileştirilerek müvekkilin manevi bütünlüğüne telafisi mümkün olmayacak şekilde saldırıda bulunulmuştur.” denildi.
Dilekçede, Erdoğan’ı itibarsızlaştırmaya yönelik kasıtlı ve gerçek dışı ifadelerin eleştiri sınırlarını aştığı iddia edilerek, şu ifadeler kullanıldı:
“Müvekkilimin görevine yönelik çarpıtılmış iddiaların ortaya atılmış olması, yapılan bu ihlalin ulusal bir televizyon kanalında yayınlanarak alenileştirilmesi yani basın yoluyla gerçekleştirilmesiyle, müvekkilimin şahsına yapılan saldırı daha geniş kitlelere ulaşmaktadır. Böylece müvekkilimi hedef alan suçlayıcı ve kamuoyunun husumetine maruz bırakan ifadeler toplumun pek çok kesimine ulaşarak hakkında olumsuz bir algı oluşmasına sebep olmaktadır.”
“Meydana gelen manevi zararın telafisinin mümkün olmadığı” belirtilen dilekçede, “Müvekkilimin zarar ve mağduriyetinin bir nebze olsun azaltılması amacıyla sayın mahkemeye başvurarak, dava konusu eylem için 1 milyon TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etme zorunluluğu doğmuştur.” ifadesi kullanıldı.
Ekrem İmamoğlu’na da Dava Açıldı
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Ahmet Özel tarafından İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine sunulan dava dilekçesinde, Esenyurt Belediye Başkanı Özer’in “PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçundan tutuklandığı bilgisine yer verildi.
İBB Başkanı İmamoğlu’nun 31 Ekim’de Özer’in tutuklanmasını protesto etmek amacıyla düzenlenen mitingde, Erdoğan’a yönelik iftira içeren asılsız ithamlar kullandığı ve Erdoğan’ın kişilik haklarını ihlal ettiği iddia edilen dilekçede, İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı’nı kamuoyu önünde küçük düşürme maksadıyla hareket ettiği ileri sürüldü.
Erdoğan İmamoğlu’nun Hangi İfadelerinden Şikayetçi Oldu?
Dilekçede, İmamoğlu’nun, Erdoğan’a yönelik kullandığı “eli sopalı” ve “karanlık hamlenin peşinde koşan bir iktidar” ifadelerinin amacını aştığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın itibarını zedelemekle kalmayıp halkı kin ve nefrete sürüklediği ve gerçekleri saptırdığı öne sürülerek, İmamoğlu’nun konuşmasının ilgili bölümüne ve bu bölüme ait video kaydına yer verildi.
İmamoğlu’nun kullandığı ifadelerle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın toplum gözündeki şeref ve itibarını zedelediği iddia edilen dilekçede, şunlar kaydedildi:
“Yapmış olduğu ithamlarla da müvekkilimi halkın gözünde bir hedef haline getirmeye çalışmıştır. Müvekkilim Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, birbiri ardına kazandığı demokratik seçimlerle göreve geldiği günden bu yana özveri ile çalışmalarını sürdüren, halk tarafından da yoğun sevgi ve hayranlıkla desteklenen bir başkan olduğu aşikardır. Davalı ise konuşması boyunca müvekkilimin ‘Beni seçmezseniz sizin seçtiklerinize görev yaptırmam. Onları hapse atarım. Size hayatı dar ederim diyen şantaj sopanız mı var? Sizi evsiz yurtsuz, evlatlarınızı işsiz bırakırım diyen tehdit sopanız mı var?’ gibi mesnetsiz çok sayıda somut olgu isnadıyla ağır hakaretlerde bulunmuştur. ‘Bir başka karanlık hamlenin peşinde koşan bir iktidarla karşı karşıyayız. Uyduruk sebeplerle terörist ilan edip, tutuklayıp Esenyurt’u kayyuma emanet ettiler.’ şeklinde diğer ifadesi ile yargı sürecini müvekkilin manipüle ettiği ima edilmiş ve bağımsız yargıyı sanki müvekkil yönlendiriyormuş gibi devletin en güvenilir erklerine iftira atarak güvensiz bir ortam yaratmaya çalışmıştır.”
1 Milyon Lira Tazminat İstendi
Dilekçede, “İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı’na yönelik kullandığı ifadelerin siyasi göreviyle bağdaşmadığı, kötü niyetli algı operasyonu olduğu” iddia edilerek, şu ifadelere yer verildi:
“Demokrasi ile seçilmiş meşru bir yönetim makamında olan müvekkilimin yıllardır yapılan seçimlerde elde ettiği başarıları kabullenememiş olacak ki İmamoğlu, kamuoyu nezdinde müvekkilimin ‘Seçimlerde eli sopalı’ olduğu kanısı uyandırmaya çalışmıştır. Yıllardır milletin seçimlerde göstermiş olduğu iradeyi hiçe sayarcasına, adeta bu kesimi yok sayarak kullandığı ifadelerse ‘Kendisinin halkın her kesimini kucakladığı’ algısı uyandırmasıyla tezat düşmektedir. Akıl dışı ve küçük düşürücü ifadeleri, hitap ettiği topluluğu galeyana getirme amacı taşımaktadır.”
Dilekçede, açıklanan nedenlerle davanın kabul edilerek, 1 milyon lira manevi tazminatın olay tarihi olan 31 Ekim 2024’ten itibaren işleyecek yasal faiziyle tazmin edilmesi, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesi istendi.
Özgür Özel'den İlk Tepki
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Özer’in tutuklanmasını protesto etmek amacıyla yaptığı konuşma nedeniyle Erdoğan’ın kendisine dava açmasıyla ilgili konuştu. Özel, “Zoruna gitmiş ne söylediğim ortada” diyerek Erdoğan’ın hakaret duymadan duymuş gibi yaptığını belirtti.
Özel, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Hakaret duymadan duymuş gibi yapıp dünkü konuşmadan hakaret çıkarıp sanki eden o değilmiş, mağdur olan Esenyurt ve CHP adayına oy verenler değilmiş gibi kendisine bir mağduriyet devşirmeye çalışıyor. Taktik bir hamledir. Bu tip taktik hamleleri Erdoğan’dan çok gördük. Gerçekten sayın Erdoğan geçen sene 5 Kasım’dan bu sene 5 Kasım’a kadar, yani benim genel başkanlığım döneminde, benim ona onun bana tazminat davası açmamasının önemli bir adım olacağını düşünüyordum ama 5 Kasım’a kadar sabredememiş.
Darbecilikle suçlamışız, terör örgütü üyesi olmakla suçlamışız. Ahmet Özer’i 10 yıl geriye dönüp bakıp da 10 yıl öncesindeki telefon görüşmelerinde bir terör örgütü mensubu ile konuşmaktan terörist yapıyorsanız sizin grubunuzda Fethullah Gülen ile ya da Gülencilerle telefon konuşmayı bırakın aynı tepsiden maklube kaşıklayanlar herhalde milletvekili olmasalar grup kuracak sayıyı bulamazlar. Bunu söyleyince sen bize terörist mi dedin? Ya terörist demedim senin yaptığın terör tanımını size uygularsak size de terörist derler dedim. Bunu anlamayıp bir algı yönetimine kalkışmak gerçekten anlaşılır bir mevzu değil. Sayın Erdoğan’ın bu kapasitesi sabah da söyledim, Hitler ve ekibinde olsa, teşbihte hata olmaz, dönecekler Berlin’e Rus ordusu girerken koşacaklar toplama kamplarında tuttuklarına diyecekler ki, ‘Gün birlik ve beraberlik günüdür, hepimiz aynı gemideyiz.’
Kardeşim gücü eline geçirdiğinde düşman hukuku uyguluyorsun, gücü elinden gittiğinde veya bir risk gördüğünde dönüyorsun, ‘Hadi hep beraber Türkiye olalım’ diyorsun. Burada bir samimiyet yok. Meseleleri kişiselleştirmemeye, hakaret etmemeye devam edeceğim. Çünkü milletimiz kavga istemiyor. Erdoğan’ın elinde bir rapor var. AKP’liler söylüyor. ‘Efendim normalleşme CHP’ye yarıyor’. Bizi normalleşme sürecinin dışarısına çıkarmak için adımlar atıyorlar.”