Cübbeli Ahmet ile Fatih Altaylı’dan ‘Göt Korkusu’ Kavgası! Sana Gece Yarısı Beddualarım Devam Edecek

Cübbeli Ahmet Hoca, Çakıcı’yla görüştükten sonra Bahçeli hakkındaki görüşlerinden vazgeçtiği için Fatih Altaylı’nın kendisi hakkında “bir korku daha vardır burada söyleyemeyeceğim.” sözlerine ‘beddualarım devam edecek’ ifadesiyle yanıt verdi.

Cübbeli Ahmet ile Fatih Altaylı’dan ‘Göt Korkusu’ Kavgası! Sana Gece Yarısı Beddualarım Devam Edecek

Cübbeli Ahmet Hoca olarak anılan Ahmet Mahmut Ünlü, Alaattin Çakıcı ile görüştükten sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ni Abdullah Öcalan çağrısına tepki gösterdiği ifadelerini geri almıştı. Cübbeli Ahmet Hoca bu tavrından dolayı sık sık konuk olduğu gazeteci yazar Fatih Altaylı tarafından sert ifadelerle eleştirilmişti. Cübbeli Ahmet, Altaylı’nın sözlerine bugün yanıt verdi. 

Ahmet Mahmut Ünlü, MHP lideri Bahçeli’nin “Terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM'de konuşsun” deyip umut hakkına işaret etmesi sonrasında “Önce ‘Son teröriste kadar öldüreceğim’ dedin, şimdi ilk teröriste ‘Gel de başıma geç’ diyorsun.” demişti.

Alaattin Çakıcı’ya yakın Üzeyir Çakmaktaş’ın duyurduğu görüşmenin ardından ise bu sözleri kullandığı videoyu YouTube hesabından silip yeni açıklama yapmıştı.

Ahmet Mahmut Ünlü bu kez, “Gelinen noktada şu gerçek ortaya çıkmıştır ki; Kandil’den Cemil Bayık ve adamlarından gelen açıklamalardan anlaşılan odur ki; Kandil Abdullah Öcalan’ı hiç adam yerine koymuyor ve onun hiçbir etkisi olmadığını açıklıyor. Böylece Devlet Beyefendi’nin: “PKK’nın arkasında Siyonist Yahûdîler ve Amerikalılar var” sözünün doğruluğu ortaya çıkmış oluyor. Demek ki Devlet Bey, Apo’nun güçsüzlüğünü ve Kandil’in direk Siyonizme bağlı olduğunu ifade etmek için bu açıklamaları yapmış. Allâh-u Teâlâ, devletimizi, milletimizi ve İslam dünyasını bütün dâhilî ve hârici tehlikelerden muhâfaza buyursun. Âmîn!” demişti.

“Bir Korku Daha Vardır Burada Söyleyemeyeceğim”

Cübbeli Ahmet Hoca’nın bu tavırları kamuoyunda yeni tartışmaları beraberinde getirirken gazeteci yazar Fatih Altaylı’dan tepki gecikmedi. 29 Ekim’deki Youtube yayınında Cübbeli Ahmet’e tepki gösteren Altaylı, “Korkular çeşitli sınıflara ayrılır. Allah korkusu vardır, kanun korkusu vardır, bir korku daha vardır burada söyleyemeyeceğim.” diyerek şunları söylemişti:

“Anladığım kadarıyla Cübbeli Ahmet’te o korku ağır basmış. Çünkü niye. Cübbeli Ahmet, birincisi niye Alaattin Çakıcı'ya niye gidersin kardeşim yani bu da bu enteresan. Hadi gittin bu çarkın sebebi nedir niye söylüyorum bunu. Cübbeli Ahmet yıllar önce bir gün Murat Bardakçı'nın odasında Cübbeli Ahmet, Murat Bardakçı ben oturuyoruz. O zaman da tam bu açılım dönemi Cübbeli Ahmet'in açılım aleyhine söylediklerini ben burada söyleyemem. RTÜK olmasa bile YouTube yasaklar bizi.  Cübbeli Ahmet açılımın nasıl bir ihanet olduğunu, nasıl bir rezalet olduğunu uzun uzun anlatmıştı. Dedi ki kardeşim benim en büyük hayal kırıklığım bu ülkede bir derin devlet olmayışıdır. Bu ülkede bir derin devlet olsaydı bu saçma sapan açılıma izin vermezlerdi. Derin devlet yokmuş keşke olsaydı dedi. Sonra da güldü ve şöyle ekledi; ya derin devlet olsaydı biz belki bugün yaptığımız bu faaliyetleri biraz daha zor yapardık ama biz zaten gizli, mizi bu işleri yürütüyorduk hiç olmazsa bu PKK ile derin devlet baş ederdi. Açılım diye bunları başımıza bela ettiler. Ve o zaman AKP’yi desteklemiyor Cübbeli Ahmet, o zaman Büyük Birlik Partiliydi. Hatta damadı galiba Büyük Birlik Partisi’nde de aday olmuştu ve hatta belki de o yüzden fuhuş yaptırdığı gerekçesiyle tutuklandı hapse atıldı, Fenerbahçe'nin o dönemki başkanı Aziz Yıldırım'la beraber yattı… Doğrusu şaşırtıcı demek ki bu Alaattin Çakıcı da bir şey var yani hakikaten bir ürkütücü bir şey var…”

 

Beni Terbiyesiz İfadelerle Anarsan Beddualarım Devam Edecek

Cübbeli Ahmet de bugün X hesabından yaptığı paylaşımda, Fatih Altaylı’nın bu sözlerine aynı sertlikle yanıt verdi. Cübbeli Ahmet, “Tabi ki çarkçıbaşı olanlar başkalarının da çark ettiğini sanırlar ki böylece: “Milleti nasıl bilirsin, kendim gibi” atasözü bir daha yerini bulmuştur. Bir daha beni bu şekilde terbiyesiz ifadelerle anarsan, gece yarılarında bedduâlarım devam edecektir. Zira senin gibi Kurân şerîatına inanmayanlara bedduâ câizdir ve lâyıktır.” dedi. 

Cübbeli Ahmet Hoca’nın açıklaması şöyle:

“Ey Fatih ALTAYLI! Dün gece saat 04:30’da seher vaktinde sen horhor çeşmede hızar biçerken iyi bir bedduâmı aldın, çünkü benim hakkımda yaptığın terbiyesiz konuşmalar haddini aştı! Bana: “Bilmem ne korkusundan çark etti” diyorsun, hâlbuki ben daha dün akşam Bursa sohbetimde, ondan önceki Perşembe sohbetimde ve canlı yayınlarda Apo’nun idam edilmesi gerektiğini, asla affedilemeyeceğini, devletin buna yetkisi olmadığını, kan sahiplerinin yetkili olduğunu, çözüm sürecinin yanlış olduğunu tekrar tekrar beyân ettim. Hangi sözümden döndüm!? Burada ancak Devlet Bey’in sözünün maksadını ve ne niyetle söylediğini yanlış anlamıştım. Sonra bana gelen haber neticesinde onun bu sözü Apo’nun itibarsızlığını beyân etmek ve kandilin Apo’yu dinlemeyerek İsrail-Amerika’yı dinlediğini meydana çıkarmak için söylediğini bildirdiler. Ben de Devlet Bey gibi milliyetçi bir insanın Apo’yu kurtarmak maksadıyla böyle konuşmayacağına kanaat getirdim ve zaten Devlet Bey’in ismini vermeden yaptığım konuşmadaki bu bölüme açıklık getirdim. Yani yeni bir veri ulaştığında bilgiyi gözden geçirip izah ettim. Şimdi sen bir şeyler konuşsan sonra ben senin konuştuğun içeriğe itiraz etsem ve reddiye yapsam sonra sen: “Ben bunu aslında bu böyle olsun diye konuşmadım ancak karşı tarafı rezil etmek için konuştum” diye haber göndersen ben de buna kanaat getirip: “O da benim görüşümdeymiş, bu sözleri hasmı ihzâ etmek için söylemiş” desem ama senin sözlerindeki içeriğe itirazımı aynen sürdürsem şimdi bunun çark neresinde!? Tabi ki çarkçıbaşı olanlar başkalarının da çark ettiğini sanırlar ki böylece: “Milleti nasıl bilirsin, kendim gibi” atasözü bir daha yerini bulmuştur. Bir daha beni bu şekilde terbiyesiz ifadelerle anarsan, gece yarılarında bedduâlarım devam edecektir. Zira senin gibi Kurân şerîatına inanmayanlara bedduâ câizdir ve lâyıktır. Şâirin dediği gibi: “Senin gözlerin uyudu ama haksızlık yaptığın adam uyanıktır. Nasıl olsa Allâh uyumuyor. Gecelerin okları şaşmaz velakin onların bir süresi, o sürenin de bir bitimi vardır.””

Kaynak: medyahaber.com