Şamil Tayyar’dan ‘Sokak Köpeği Sorunu’na Dikkat Çekici Öneri! Toplumsal Sorun, Uyutmak Çözüm Değil

Başıboş sokak köpeği sorunuyla ilgili yasal düzenleme arefesinde 'iğne ile uyutulma' önerisi tartışmalara neden oldu. AK Parti'de Şamil Tayyar 'uyutulma' önerisine karşı çıktı. Sorunun olduğuna dikkat çeken Şamil Tayyar, katliamın çözüm olmadığını söyledi.

Abone ol
Haberin Devamı İçin Tıklayınız

AK Parti hükümetinin başıboş köpekleriyle ilgili yasal düzenleme hazırlıklarına başlarken, ‘30 gün içinde sahiplenilmeyen sokak köpeklerinin iğne ile uyutulması’ iddiası kamuoyunu ikiye böldü.

Çözüm Köpeklerin Uyutulması Olamaz

AK Parti’nin eski milletvekillerinden olan Şamil Tayyar ‘uyutma’ önerisine karşı değerlendirmelerde bulundu. X hesabından bir paylaşım yapan Şamil Tayyar, “Elbette sokakları terörize eden başıboş köpekler toplumsal bir sorundur ve mutlaka çözülmelidir. Ama çözüm, katliam olamaz.” dedi. 

AK Parti Eski Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar

Parlamentoda Geniş Uzlaşı Sağlamalı

Başıboş sokak köpekleri sorununun çözüm sürecine ilgili önerisini de paylaşan AK Partili Şamil Tayyar, “Katletmeden çözmenin yolunu aramak, karar için parlamentoda geniş uzlaşı sağlamak. İktidar ve muhalefetin mutabakatı sağlanırsa yeni bir kutuplaşmaya yol açmadan çözüm bulunacağı kanaatindeyim.” ifadelerini kullandı.

Başıboş Köpekler Toplumsal Sorundur, Çözüm Katliam Değil

Şamil Tayyar’ın açıklaması şöyle:

“Sokak hayvanları yeni bir toplumsal ve siyasal kutuplaşmanın merkezine oturdu.

Stres yüklü fay hattı, bu kez iktidar/muhalefet arasından değil tüm partiler ve toplumsal katmanların tam ortasından geçiyor.

Bu tartışmada tüm ideolojik paradigmalar alt üst oldu.

İki cenahta da her partiden isimler var.

İki tarafın da haklı sebepleri var ama derin fikri ayrılık, çözüme dair yöntemde yoğunlaşıyor.

Özellikle başıboş köpeklerin uyutulması konusunda.

Öncelikle şunu ifade etmek isterim:

Kültürümüzde tüm canlılara ‘yaratılanı yaratandan ötürü sevme’ anlayışıyla yaklaşılmış, can almak ‘yaradanın iradesine müdahale’ olarak görülmüş, onların da hukuku korunmuştur.

Asya kültüründe ‘sofraya meze’ olmuş, batı kültüründe yeri gelmiş ‘parfüm/kimya sektörünün hammaddesi’, yeri gelmiş ‘cadı avının malzemesi’ haline getirilmiştir.

Ortaçağ Avrupa’sında bir dönem tüm kediler katledilince fareler cirit atmış, veba salgını hortlamıştı.

Az da olsa tarihimizde de hatırlamak istemeyeceğimiz kötü örnekler var.

1910’da İstanbul’daki 80 bin köpeğin toplanarak Sivri Ada’ya gönderilip burada aç susuz ölüme terk edilmesi gibi.

Binlerce köpeğin ölüm çığlıkları o dönemin en trajik hadisesiydi.
2 yıl sonra yaşanan depremi, Balkan harbinin kaybını bu çığlıklara bağlayanlar bile olmuştu.

Elbette sokakları terörize eden başıboş köpekler toplumsal bir sorundur ve mutlaka çözülmelidir. Ama çözüm, katliam olamaz.

Olacaksa…

Gencecik kuryeyi delik deşik ederek katleden alçak, yavrusunun yanında hamile kadına tecavüz ederek katleden soysuz, 15 Temmuz gecesi polislere bomba yağdıran hain, Kızılay’ı kana bulayan terörist ve benzerleri katliama sebep gösterilen köpeklerden daha masum mu ki uyutulmaları düşünülmez.

Unutulmasın, onlar da insanlar gibi birer canlı ve duyguları var. İnsanlar gibi aralarında can dostu olanı var saldırganı var.

İnsanlar gibi üstün vasıfları yok elbette. Ama yaradanın emanetidir, bizler gibi tabiatın birer parçasıdır.

Naçizane önerim…

Katletmeden çözmenin yolunu aramak, karar için parlamentoda geniş uzlaşı sağlamak.

İktidar ve muhalefetin mutabakatı sağlanırsa yeni bir kutuplaşmaya yol açmadan çözüm bulunacağı kanaatindeyim.”