Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan Teşkilatlara Talimat Verdi: Eşlerinize Çiçek Alın
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Milli Görüşcü tarifi yaptı. Arıkan, parti teşkilatlarına 'eşlerinize çiçek alın' talimatı verdiğini açıkladı.
Abone olGeçtiğimiz 24 Kasım’da partisinin 9. Olağan Büyük Kongresi’nde Temel Karamollaoğlu’ndan koltuğu devralan Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Hürriyet Gazetesi yazarı Hande Fırat, partisinin genel merkezinde ziyaret ettiği Saadet Partisi lideri Mahmut Arıkan ile kahvaltıda bir araya geldi. Arıkan’ın mesajlarında cemaat, liyakat ve kadın konusu da vardı.
Partililere Eşlerinize Çiçek Alın Talimatı
Bir Milli Görüşçünün nasıl olması gerektiğine dair de bir tarif yapan Arıkan, teşkilatlarına “Eşlerinize çiçek alın” talimatı verdiğini anlattı.
Arıkan şunları söyledi:
“Eşine çiçek almayan Saadet Partili, Milli Görüşçü olamaz. Tüm Saadet Partilileri sevdiklerine, eşlerine sık sık hediye almaya, çiçek almaya davet ediyorum.
Kadınlarımıza özgürlük adı altında birtakım çalışmalar yapıldı ama neticeye geldiğimizde mutsuz olan kadınlar toplumuyla karşı karşıyayız.
Bizim İstanbul Sözleşmesi’ne itirazımız, toplumsal cinsiyet kısmına idi. Cezalar konusunda bir esneme olmasını, kadına şiddetle alakalı tolerans tanınmasını kesinlikle kabul etmeyiz. Kadına şiddet kısmında bir birimlik ceza varsa, o üç birim olsun, beş birim olsun, onda Saadet Partisi olarak sonuna kadar arkasındayız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Oğuzhan Asiltürk ile yaptığı görüşmeden sonra kaldırılmasını bir tevafuk olarak görüyorum, bir tesadüf olarak görüyorum. Direkt Tayyip Bey’in, Oğuzhan Bey’in sözüyle İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırıp kaldırmaması bende bir soru işareti.”
İşe Girmek İçin Bir Cemaatin Referansına İhtiyaç Duyulmamalı
Cemaatlerin siyasete etki etmesini doğru bulmadığını da belirten Arıkan, şöyle konuştu:
“Cemaatlerin siyasetle bu kadar haşir neşir olarak, siyasete direkt etki etmesini de çok doğru bulmuyoruz.
Cemaatler Türkiye’nin kaçınılmaz bir gerçeği. Ama bu gerçeği aşabilmek için cemaat, cemaat olarak hareket etmeli. Siyasete müdahil olmamalı. Bu tip yapılanmalar da kanunlar çerçevesinde hareket etmeli. Ama özgürlüklere de müdahale edilmemeli.
Bir yerde işe girebilmek için herhangi bir cemaatin referansına ihtiyaç duyulmamalı.
Bir referanstaki kasıt liyakat olmalı. Herhangi bir siyasetçi tanıdığının güvencesi ile de girmemeli.
Mahkemelerde, davalarda haklı olmanın dava kazanmaya yetmediği bir süreç içerisindeyiz. Ne kadar haklı olursak olalım, mahkeme salonuna girerken, ‘İktidardan birilerini bulsam daha rahat eder miyim?’ kaygısıyla o salonlara gidiyoruz. Adalet de bu noktada özgürleştirilmeli.”