Hülya Koçyiğit’in her pazar TRT 2 ekranlarında yayınlanan Film Gibi Hayatlar programının bu haftaki konuğu, usta hattat Mehmet Özçay oldu.
Sanata olan ilgisinin çocukluk yıllarında başladığını belirten Özçay, “İlkokuldayken en sevdiğim dersler resim ve müzikti. Yaratılıştan sanata bir merakım vardı. Yaptığım her işi özenerek yapmak isterdim.” sözleriyle sanat yolculuğunun temellerini anlattı.
Hat sanatına duyduğu ilgiyi, Mahmud Bedrettin Yazır’ın Kalem Güzeli adlı eserindeki hat yazılarından etkilendiğini belirterek anlatan Özçay, “Bu eser beni çok büyülemişti. Hat sanatının koru içime düştü ve bu ateş sönmeden, artarak devam etti.” ifadelerini kullandı.
Hattın bir ustalık ve disiplin sanatı olduğunu vurgulayan Özçay, “Ne kadar kabiliyetli olursanız olun, mutlaka sizin elinizden tutacak bir hocaya ihtiyacınız var.” diyerek usta-çırak ilişkisine dikkat çekti.
Hat sanatında Türk milletinin yetiştirdiği büyük ustaların izlerini sürdürdüğünü belirten sanatçı, “Hat sanatının merkezi özellikle de İstanbul olmuş. En büyük üstatları bu topraklar yetiştirmiş.” dedi.
“Sabır, Bütün Sanatların Ortak Özelliğidir”
Sanatın ve ince işçiliğin temelinde sabır olduğunu dile getiren Özçay, “Sabır, bütün sanatların ortak özelliğidir. Sabır olmadan sanat olmaz. Hat sanatı bana sabrı, tahammülü öğretti. Ama o sabır ve tahammülü gösterebilmek için aşk lazım. İnsanın kendi mesleğinde, sanatında başarılı olması için o işi aşk mertebesinde sevmesi gerek. Ben yazarken kaç gece sabahladığımı bilmem mesela.” diyerek sanatına olan tutkusunu dile getirdi.
Sanatın estetik kadar mana boyutuna da dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Özçay, “Yazacağım metnin manasına dikkat ederim. Rastgele bir metin olmamalı. Okuyanlara mutlaka bir ders, güzel bir mesaj vermeli. Yani sadece estetik değil, bir de mana tarafı var.” ifadeleriyle sanat anlayışını anlattı.