İYİ Parti’den ‘Merkez Bankası’ çağrısı! Gaye Erkan, İYİ Parti'ye CV gönderdi mi?
İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, son iddiaların ardından Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) asıl işinden uzaklaştığına, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Merkez Bankası’nın uyum sorunu yaşadığına işaret etti. Zorlu, “Her şey daha da içinden çıkılmaz bir hal almadan gereğini yapın ve ülkemizin itibarını kurtarın” dedi.
Abone olİYİ Parti Sözcüsü ve Medya İlişkileri Başkanı Kürşad Zorlu, partisinin genel merkez binasında gündeme ilişkin basın toplantısı düzenledi. Zorlu, Merkez Bankası ve Hazine ve Maliyet Bakanlığı arasındaki uyum sorunu yaşandığı iddialara ilişkin, “Her şey daha da içinden çıkılmaz bir hal almadan gereğini yapın ve ülkemizin itibarını kurtarın” dedi.
İYİ Parti’nin Ankara ve İstanbul adayları sorulan Zorlu, “Artık son aşamaya gelindi. Çalışmalar neredeyse tamamladı. Öncelikle çok kısa bir süre içerisinde Ankara adayımızı milletimizin takdirlerine sunacağız. Sonra da İstanbul adayımızı açıklayacağız.” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin yarışma programı Survivor’a döndüğünü de söyleyen İYİ Parti Sözcüsü, şöyle konuştu:
“Milyonlarca vatandaşımız için günü kurtarmak artık zorunlu ve sonuçları ağır bir yarışma gibi. Seneyi atlatabilenler de Cumhurbaşkanı’nın kendilerine uygun göreceği ve lütuf gibi sunduğu ödülü bekliyor. Adeta ‘Ey emekliler, geçen yılı başarıyla atlattınız ya, benden size yüzde 5 ek zam.’ diyor. Sayın Erdoğan bu seneyi emekli yılı ilan etti ya, bakalım emeklilere daha ne ödüller verecek. Mesela birinci ayı atlatan emeklilere külliyede yemek mi hediye edecek? Mesela ikinci ayda açlıktan ölmeyenlere 2 kilo et mi hediye edecek? Bunları özellikle söylüyorum çünkü bu feryat duyulmuyor”
Türkiye’nin, Cumhuriyet tarihinde eşine az rastlanan bir ekonomik buhranla karşı karşıya olduğunu belirten Zorlu, bu buhranın olumsuz tesiri altında kalan ve derin yoksulluğa mahkum edilmiş emeklilerin, Türkiye’nin mevcut ekonomik koşulları altında ‘beslenme ve barınma’ gibi en temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığını söyledi.
2024 yılını ‘emekliler yılı’ olarak ilan eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, SSK ve BAĞ-KUR emeklilerine yüzde 5 ek zam yapılacağı ve en düşük emekli aylığının 10 bin TL olacağı yönündeki açıklamalarını hatırlatan Zorlu, şöyle devam etti:
“Bakınız, ülkemiz adeta meşhur yarışma programı Survivor’a döndü. Milyonlarca emeklisi, milyonlarca çalışanı, milyonlarca genci açlık sınırının altında yaşayan bir ülkeyiz çünkü. Milyonlarca vatandaşımız için günü kurtarmak artık zorunlu ve sonuçları ağır bir yarışma gibi. Seneyi atlatabilenler de Cumhurbaşkanı’nın kendilerine uygun göreceği ve lütuf gibi sunduğu ödülü bekliyor. Adeta ‘Ey emekliler, geçen yılı başarıyla atlattınız ya, benden size yüzde 5 ek zam.’ diyor. Sayın Erdoğan bu seneyi emekli yılı ilan etti ya, bakalım emeklilere daha ne ödüller verecek. Mesela birinci ayı atlatan emeklilere külliyede yemek mi hediye edecek? Mesela ikinci ayda açlıktan ölmeyenlere 2 kilo et mi hediye edecek? Bunları özellikle söylüyorum çünkü bu feryat duyulmuyor”
“Rakamları eğip bükmeye çalışsanız da gerçek bu”
En düşük emekli aylığının yüzde 33.3 artışla 10 bin TL olarak belirlendiğine ancak bu yılki enflasyonun yüzde 64.8 olarak gerçekleştiğine dikkat çeken Zorlu, enflasyon oranının Mayıs-Haziran gibi yüzde 70’in üzerine çıkacağına işaret etti.
Yüzde 33.3’lük artış oranının yüzde 65 ve 75’ten küçük olduğunu kaydeden Zorlu, “Emekliler 2024’e enflasyona ezilerek girdi sonucuna varıyoruz. İşte, Sayın Erdoğan’ın emeklilere ilk müjdesinin aslı bu. Rakamları eğip bükmeye, gündemi değiştirmeye çalışsanız da gerçek bu” ifadelerini kullandı.
Emeklilerin 2024 yılına ‘utanç yılı’ olarak başladığını vurgulayan Zorlu, “Peki, emeklilere bunu reva gören Cumhurbaşkanlığı’nın 2024’teki durumu nasıl olacak? Örneğin 2024 bütçesinde Cumhurbaşkanı’na yıllık maaş ödeneği olarak 2,2 milyon TL ayrıldı. Yani günde 18 en düşük emekli maaşından fazla. Ancak bu maaş bir yana, Cumhurbaşkanlığı kurumunun kendisine ayrılan bütçeye pek sadık kalamama gibi bir özelliği de var.” dedi.
Cumhurbaşkanlığı’na 8 programda ödenek tahsis edildiğini kaydeden Zorlu, “En büyük iki kalem, Cumhurbaşkanlığı ile dış politika programları. Haydi dış politika için bir şey demeyelim, elbette Cumhurbaşkanı dış temsil yapacak deyip geçelim. Ancak cumhurbaşkanlığı programı altında yapılan harcamalar, kurumun kendi çarklarını çevirmesi için gereken harcamalar aslında.” şeklinde konuştu.
Zorlu şöyle devam etti:
“Şimdi bakalım bu program altında cumhurbaşkanlığı ne harcamış, ne harcayacak? 2022’de kendisine ayrılan ödenek 1,57 milyar TL ama yaptığı harcama 4,29 milyar TL. 2023’te kendisine ayrılan 2,72 milyar TL ama yaptığı harcama 6,04 milyar TL. 2024’te ise kendisine 5,41 milyar TL ödenecek ayrılmış. Demek ki, cumhurbaşkanlığı programına 13 milyar TL para harcanacak bu sene. Kendisine ayrılan bütçenin yarısını mal ve hizmet alımına ayıracağı tahmin ediliyor. Çalışan başına bu kadar mal ve hizmet alımıyla şirket olsanız iflas edersiniz. Ancak cumhurbaşkanlığı bu, iflas da etmez itibardan tasarruf da etmez.”
Emeklilerin bu aylıkla nasıl yaşayacağını soran Zorlu, “Birileri Cumhurbaşkanına çay-simit hesabı mı yaptı acaba diye düşünmüyor değiliz. Efendim, bir simit 10 TL, 1 çay 15 TL. Bir öğün 25, üç öğün 75 TL. Çay ve simit masrafı ayda 2250 TL eder. 4 kişilik hane için bile 9000 TL’lik bir rakama ulaşılıyor. Kanaatimizce, sayın Erdoğan da artık simit hesabı değil, manda yoğurdu-kestane balı hesabı yapıyor desek yersiz bir ifade olmaz.” değerlendirmesini yaptı.
Merkez Bankası Başkanı hakkındaki iddialar
Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan ve ailesiyle ilgili ortaya atılan iddialara değinen Zorlu, “Bir merkez bankası başkanı düşünün ki; makroekonomiyle, para politikasıyla ilgili söylemlerinden çok, aile hayatıyla ve magazin konularıyla ön plana çıksın. Bir merkez bankası başkanı düşünün ki; ülkede enflasyon ataletinden konuşulurken, kendisi, kendi işi olmamasına rağmen ABD’de sözde yatırımcı bulma çabası içinde olsun. Ve bir merkez bankası başkanı düşünün ki; ne Para Politikası Kurulu üyelerini ne kendi yardımcılarını taksın.” dedi.
Gündeme gelen iddiaların ardından yapılan açıklamanın ise başka bir garabet olduğunu vurgulayan Zorlu, “Zira Merkez Bankası Başkanı’nın, Amerika’ya gidiş tarihi Amerika’da Noel tatilinin başlangıcına rastlamaktadır. Merkez Bankası Başkanı’nın yatırımcı arayışına çıktığı bir ortamda zaten yabancı yatırımcıyı cezbedemezseniz. Kaldı ki; Sayın Şimşek “Paraya ihtiyacımız yok.” ifadesinde bulunurken Sayın Erkan neden asli görevini bir kenara bırakıp yatırımcı arayışına girmektedir?” diye sordu.
Benzer bir zihniyetle yönetilmek istenin bir şirketin uzun ömürlü olmayacağına dikkat çeken Zorlu, “Bu anlayışı Merkez Bankası Başkanı olarak sürdürdüğünüzde de, ne doğru politika tasarlarsınız ne bu politikanın iletişimini yapabilirsiniz. Nitekim içinde bulunduğumuz durum da bu zaten. Enflasyondaki ataleti kırmayı sağlayacak olan Merkez Bankası’nın politika iletişimi ve bu kanalla yapacağı beklenti yönetimi değil mi? Sanırım yönetmeye çalıştıkları tek beklenti, sayın Gaye Erkan ve ailesinin hayatlarından duydukları memnuniyet haline gelmiş” dedi.
“Bu açık bir yönetim beceriksizliğidir”
Siyasi günün bir kişide toplanması durumunda kurumlardaki güç zehirlenmesinin inanılmaz noktalara geldiğini ifade eden Zorlu, “Cumhuriyet tarihi boyunca atanan veya görevden alınan merkez bankası başkanlarının yaklaşık üçte biri bu hükümetler dönemine tekabül ediyor. Bu açık bir yönetim beceriksizliğidir. Merkez Bankası’nda olanın özü budur. Ülkenin en çok güven duyması gereken güzide bir kuruluş, dedikodu üretim merkezi haline getirilmiştir.” değerlendirmesini yaptı.
İktidarın liyakatli atama yapma mesuliyetini yerine getiremediğini ve Türk milletinin ekonomik menfaatlerini ve saygınlığını tehlikeye düşürdüğünü vurgulayan Zorlu, şu soruları yöneltti:
“Şu güzel ülkede para politikası konusuna hakim olup idarecilik yetkinliği de gelişmiş olan bir Allah’ın kulu yok muydu? Hatta, Merkez Bankası’nın kendi içinde yetişmiş, başkan olmaya namzet kimse yok muydu ki gittik bir finansçı ithal ettik Başkanlık için? Gerçekten soruyoruz, ülkeyi, düştüğü enflasyon kuyusundan çıkaracak politikaları uygulayacak ana aktörlerden biri olan Merkez Bankası başkanını seçerken hiç mi doğru düzgün araştırma yapmadınız?”
Son iddialar ardından Merkez Bankası’nın asıl işinden uzaklaştığına ve hatta Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Merkez Bankası’nın uyum sorunu yaşadığına işaret eden Zorlu, “Bu koşullar altında yine vatandaş ezilmekte, olan yine vatandaşın kesesine olmaktadır. Biz buradan siyasi iktidarı uyarıyoruz. Her şey daha da içinden çıkılmaz bir hal almadan gereğini yapın ve ülkemizin itibarını kurtarın. İYİ Parti olarak beklentimiz Hafize Gaye Erkan ve ailesi hakkındaki iddialara yönelik olarak milletimizin aydınlatılması ve gereğinin yapılmasıdır.” ifadesini kullandı.
Atanamayan öğretmenler
“Mevcut siyasi iktidar artık günü kurtarma politikasını ileri noktalara götürmüş ve seçimlere en yakın zamanda adımlar atma düşüncesiyle oy avcılığını aleni bir noktaya çıkarmıştır.” diyen Zorlu, “Aslında bu politikasızlığın mağdurlarından biri de atama bekleyen öğretmenlerdir. Yüzbinlerce öğretmen ve onların aileleri her hafta ekranlara dikkat kesilip, hükümetten gelecek atama takvimini beklemektedir. Zira önce Ekim dediler, Kasım’a attılar; Aralık dediler, Ocak oldu. Hala bir ses yok!” dedi.
Her yıl uygulanan atama takviminin değiştirilmesiyle sistemin daha da bozulduğunu kaydeden Zorlu, “Öğretmenlerin kaygılı bekleyişi karşısında yer yer konuşulan atama sayısı problemi çözmekten çok uzaktadır. Ne yazık ki, atama takvimi açıklandığında yeni mezunlar da biriken sayıya eklenecek. En başından bu yana savunduğumuz gibi açıklanacak atama sayısının 100 binden az olmaması gereklidir. Ve biriken branşlara ve ihtiyaca göre burada adil bir dağılım yapılmalıdır.” değerlendirmesini yaptı.
Mülakat tartışmalarına da değinen Zorlu, “Önce kaldıracağız dediler, sonra ‘mülakat gibi mülakat yapacağız’a çevirdiler. Son olarak da Sayın Bakan’ın ‘Mevcut kanunda var olduğu için mülakatı uygulamak zorundayız’ sözleriyle Meclisi adres gösterdiler. Peki biz ne yaptık? Hemen kanun teklifimizi verdik. Halen gündeme alınmasını bekliyoruz. Eğer sözlerinizde samimiyseniz, kanun teklifimiz orada duruyor. Bir çırpıda düzenlemeyi yapalım, öğretmenlerimizi bu çileden kurtaralım. Biz İYİ Parti olarak bir kez daha sizi uyarıyoruz, derhal atama takvimini ve en az 100 bin atamayı açıklayın. ‘Seçime yakın yapalım da oylara etkisi olsun.’ diye bekletiyorsanız hiç boşuna uğraşmayın, çünkü samimiyet ve güven testinde çoktan sınıfta kaldınız.” ifadesini kullandı.
Özel okul ücretleri ve öğretmen maaşları
Özel okulların 2024/2025 yılı için istemiş oldukları ücretlerinde de, bir önceki yıla göre yüzde 200’e varan artışlar olduğuna dikkat çeken Zorlu, “Oysa ki geçtiğimiz öğretim yılı için Milli Eğitim Bakanlığı tavan zam oranını yüzde 65 olarak belirlemişti. Bu tartışmalar sürerken özel okullarda görev yapan öğretmenlerin kayıpları ve yaşadıkları ekonomik problemleri kimse görmek istemiyor. Onlar büyük bir feryat içindeler. Seslerini duyuramıyorlar. Çok yakından biliyorum; insanlar bu güç yaşam koşullarına mecburiyetten göz yummak zorunda kalıyorlar. Ancak biz onların sesi olmak zorundayız” dedi.
Özel okul öğretmenleri maaşlarının, resmi/devlet öğretmenlerinden düşük olmasının 2014 yılında, 6528 Sayılı Kanun’da yapılan değişikle ortaya çıktığını hatırlatan Zorlu, “Sayın Bakan bu süreci çok yakından biliyor. Bir kölelik sistemi uygulamasını andıran kısa süreli çalıştırarak az ücret ödemeye meydan veren bu madde insanca yaşama ve eşit işe eşit ücret ödenmesi ilkesine göre kaldırılmalıdır. Gerekli teşvikler sağlanarak özel okullardaki öğretmenlerin ücretlerinin devlet okullarındaki öğretmenlerle yeniden dengelenmesi sağlanmalıdır.” açıklamasını yaptı.
“Gaye Erkan CV gönderdi” iddiasına yalanlama
Basın toplantısı ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Zorlu, Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın genel seçimlerden önce İYİ Parti’ye CV gönderdiği ve bu girişimin olumlu bulunmadığına yönelik iddiaları yalanladı.
Merkez Bankası Erkan hakkındaki iddialarla ilgili açıklamaları sırasında ‘Gereği yapılmalıdır’ şeklindeki açıklaması sorulan Zorlu, “Açıklamaları hiç tatmin edici değil. Daha önce de bir gazete aracılığı ile beyanatı olmuştu. Orada da eleştirilerimizi ifade ettik. Yaşanan öncü gelişmeler aslında bir haberciydi. Biz ülkemizin itibarını önceliyoruz. İkincisi de, Merkez Bankası bugün işlevini yitirirse ve doğrudan dış yatırıma ihtiyaç duyduğumuz böyle bir dönemde istikrarını ve ciddiyetini sürdüremezse, bu durum vatandaşların yaşadığı ekonomik darboğazının derinleşmesine sebep olacaktır. Bu kaygı ile milletimizi söz konusu iddialar karşısında tatmin edici bir cevapla aydınlatamıyorsanız, ‘gereği’ denilen ifade Merkez Bankası Başkanı’nın o görevde bir dakika bile durmamasıdır.” dedi.
Diyarbakır’daki imam – kaymakam gerginliği
Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde yaşanan imam-kaymakam gerginliği sorulan Zorlu, “Bu hadise bir yönüyle de daha büyük bir fotoğrafı gözler önüne sermektedir. Ben de doğru bilgiyi almak adına ilgili kaymakamla bir görüşme gerçekleştirdim. Hutbede iki kere şehitlerimizle ilgili olan kısım es geçiliyor. Kaymakam Bey’in uyarısı üzerine tekrarlatılıyor. Asıl önemli olan şu; aşağıya inildikten sonra bunu neden okumadığı soruluyor. ‘Bize de baskı geliyor’ ifadesi kullanılıyor. İl İdaresi Kanunu’na göre; kaymakamın görevleri açıktır. Oradaki devlet kurumlarını, çalışanları denetlemekle görevlidir. Bir darp iddiası bulunmakta. Bize verilen bilgide böyle bir şeyin söz konusu olmadığı yönünde. Bu koşullar altında kaymakam görevini yapmıştır. Bunu siyasi hatta bölgede yanlış etki edecek şekilde propaganda malzemesi haline getirilmesini de yadırgıyoruz. Elbette şehitlerimizi hutbede anacağız. Bu kaymakamımıza kulp takmaya kalkanlar, bu ülkenin kurucusuna, Atatürk’ün ismini hutbelerde anmak istemeyenlere ve hatta hakaret eden din görevlilerine tek bir şey söyleyebildiler mi? Söyleyemezler çünkü niyetleri bu değil. Bu sert iklimi yaratmaya çalışanların bir kısmı, geçmişteki sözde çözüm sürecini kutsayan raporlar hazırlıyorlardı. O raporların içinde neler vardı; andımızın kaldırılması, ülkede bir hakem dil kullanılması, koruculuğun kaldırılması…Bunların iddiası içinde oldular. Biz tartışmayı ki başlık altında yapmalıyız. Bir, hukuk ekseninde; iki, sağduyu temelinde. Zaten İçişleri Bakanı da soruşturma açıldığını ifade etmiştir. Biz de titizlikle sonucu bekliyoruz” yanıtını verdi.
İYİ Parti’nin Ankara ve İstanbul adayları
İYİ Parti’nin Ankara ve İstanbul’daki aday belirleme çalışmaları sorulan Zorlu, “Şu ana kadar 12 büyükşehir, 17 il, 175 ilçe ve 20 beldede adaylarımızı açıkladık. Tek başımıza girme kararımızın ardından; buz kırıldı, yol açıldı. Artık İYİ Parti’nin önünün açıldığını ve milletimizin bu kararlılığımızı hissederek bizimle bu mücadeleye doğru ilerlediğini görüyoruz. Ankara ve İstanbul’a gelince; artık son aşamaya gelindi. Çalışmalar neredeyse tamamladı. Öncelikle çok kısa bir süre içerisinde, günler içerisinde Ankara adayımızı milletimizin takdirlerine sunacağız. Sonra da İstanbul adayımızı açıklayacağız.” dedi.
Kaynak: Haber Merkezi