Bakan Fidan Suriye’deki Sürecin Arka Planını Anlattı: Türkiye’nin Esad’a Teklifi Ne Oldu? Esad’ı O Akşam Aradılar…

Son dakika haberi… Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’de Esad rejiminin çökmesinin ardından dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Süreçte Türkiye’nin Rusya ve İran ile görüşmeler yaptığı belirten Fidan, Türkiye’nin Şam Büyükelçiliği’nin yarın faaliyete geçeceğini bildirdi.

Abone ol
Haberin Devamı İçin Tıklayınız

Son dakika haberi… Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, bu akşam NTV’de Seda Öğretir’in sorularını cevapladı. Fidan, 61 yıllık Baas iktidarının sona erdiği Suriye ve bölgedeki gelişmelere ilişkin kritik açıklamalarda bulundu.

13 yıllık iç savaşın ardından Suriye’de Beşar Esad rejimi devrildi. Esad, Rusya’ya kaçtı. Suriye’de geçici hükümet kuruldu. Tüm gözler, Suriye’ye en yakın komşu olan Türkiye’nin nasıl bir rol izleyeceğine çevrildi. 

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, MİT Başkanlığı dönemi de dahil Suriye’de yaşanan bu uzun sürecin başından beri içerisinde yer alan bir isim. NTV’de katıldığı canlı yayında konuşan Bakan Fidan, Türkiye’nin Şam Büyükelçiliği’nin yarından itibaren faaliyete geçeceğini bildirdi.

Muhaliflerin, Beşar Esad rejimine gerçekleştirdiği harekatın detaylarını paylaşan Bakan Fidan, Türkiye’nin Esad’a harekat öncesinde yaptığı teklifi de açıkladı.

Bakan Fidan’ın konuşmalarından öne çıkanlar şöyle:

14 Yıl Boyunca Atılması Gereken Adımlara Dikkat Ettik

"Suriye halkının faydasına olacak adımları izledik. 14 yıl boyunca atılması gereken adımlara dikkat ettik. Türkiye'nin stratejik tavrı ve aldığı insanı kararlar süreci bugüne getirdi.

Türkiye'de o dönemlerde Suriye muhalefetiyle gerekli temasları kuran Milli İstihbarat Teşkilatı'ydı (MİT). Biliyorsunuz FETÖ, MİT tırlarını muhalefete, Türkmenlere yardım götüren MİT tırlarını DEAŞ'a silah götürüyorlar diyerek batıya servis ettiler. Burada FETÖ'cü teröristler rol aldılar. Suriye meselesi sadece Suriye sahası içerisinde değil Türkiye'nin içinde de fiili ve siyasi mücadelesini verdiğimiz bir konu oldu.

Bütün bu yıldırmalardan bıkmadan, usanmadan, korkmadan aynı istikamette ayağını sağlam basan, dimdik duran Cumhurbaşkanımız her zaman için bu meselenin haklı tarafında olduğunu düşündüğümüz için biz geri adım atmadık. Çünkü biz haklıyız. Sadece insanı ve İslami değerler olarak değil. Aktörlerin niyetleri, yapmak istediklerini okuduğumuz için bu kararları aldık. Gerek Suriye'de gerek Türkiye'de yaşananlar Türkiye'nin nasıl bir bağımsızlık mücadelesinden geçtiğini gösteriyor.

Derdimiz Beşar Esed Gitsin Değildi

Rejim artık bitmek ve tükenmek üzereydi. Bizim anlayamadığımız konu daha doğrusu anlayıp da kondurmak istemediğimiz konu rejim bu kadar çökmüş, halkı temel ihtiyaçlardan mahrum, ekonomi vs. hiçbir şey yok.

Bununla ilgili başlatılan süreçlere rejim arkasını dönmüş durumdaydı. Bizim niyetimiz Beşşar Esed gitsin değildi, bizim niyetimiz Suriye halkını memnun eden, terör sorunu üretmeyen bir Suriye'nin ortaya çıkmasıydı.

Bir taraftan baktık ki durum gerçekten çok kötü. Cumhurbaşkanımız da en üst düzeyden elini uzattı ve dedi ki 'Gel bu sorunu çözelim' Çünkü artık görüyoruz verileri.

Rejim savaş halindeyken kendi eksikliklerini görecek durumda değildi. Ben muhaliflere sabredin diyordum.

Türkiye'nin Esed'e İlettiği Teklif

Çatışmanın olmadığı bir süreçte 2016'dan bahsediyorum; uzun yıllar boyunca rejim savaş adrenalini olmayınca kendi eksiklerini gördü. Aslında bu bir fırsattı ancak rejim bu fırsatı da kaçırdı. Kendilerine gerçekten büyük bir samimiyetle yaklaştık. Hiçbir şekilde bu konuyu konuşmak istemediler. Biz kendimiz için bir şey istemeyecektik. Türkiye'nin bir şartı yoktu. Türkiye'nin şart diye ortaya koyduğu şey kendi halkınla barış, milyonlarca insanı al, evine dönmesine izin ver.

Tek Başına Karar Verebilecek Durumda Değildi

Fakat rejim kendi halkını düşman olarak gördüğü için bu konuşmaya bile girmedi. “Ben af ilan ediyorum gelen gelsin hiç umurumda değil” dedi. Yalnız değildi. Tek başına karar verebilecek durumda değildi.

Türkiye riskleri görüyordu. Bizim niyetimiz Suriye halkını mutlu eden bir Suriye'nin ortaya çıkması. Baktık ki gerçekten durum çok kötü. Cumhurbaşkanımız elini uzattı.

Biz kendilerinden bir şey istemeyecektik. İnsani isteklerimiz vardı. Kendi hakkını düşman olarak gördükleri için bu konulara girmediler. Rusya ve İran'ın etkisi altındaydılar ve bu aşamaya geldik.

Yapılması Gereken Rusların Denkleme Girmemeleriydi

Aslında son 2-3 yıldır rejim çok zayıftı. Yapılması gereken en hayati konu Rusların olarak denkleme girmemeleriydi.

Rusya ve İran'la Görüştük

Muhaliflerin ilerleyişinin kansız olması gerekiyordu. İran Dışişleri Bakanı geldi, Ruslar ve İranlılarla bir araya geldik bazı konuları konuştuk.

Telefon Ettiler O Akşam Gitti

Telefon ettiler, o akşam gitti. Ruslar ve İranlılar baktılar ki bunu sürdürmenin bir anlamı yok, yani muhalefetin üstün cesareti ile ilerleyen bir harekat oldu. Biz odaklı görüşmeler sürdürerek bunun kansız olmasının yolunu açtık.

Bunu çok net söyledik. Hem üstüne yatırım yaptıkları adam yatırım yapılacak adam değil. Daha fazla zararın bir tarafından dönmeleri gerekiyordu. Ruslara dedik, sivil yerleşim yerlerini bombalamayın.

Rejim Destek Görseydi Çok Kanlı Olabilirdi

Muhaliflerin üstün cesareti ve kararlılığıyla ilerleyen bir harekat oldu. Biz buradan minimum can kaybı olması için buranın iki tane önemli aktörü Rusya ve İran'la görüşmeler sürdürerek bu harekatın kansız olmasını sağladık. Rejim destek görseydi çok kanlı olabilirdi.

Biz Terörizmin Olmadığı Bir Suriye İstiyoruz

Suriye’nin yeni bir güç/nüfuz mücadelesi alanına dönüşme riski her zaman var, onun için yapıcı davranmak gerekiyor. Biz bu konuda çok duyarlıyız. Gereken diplomatik ve istihbarat adımlarını atmak gerekiyor. Biz ciddi bir karşı duruş görmedik, bizim tanıdığımız kadar kimse tanımıyor bunları. Biz terörizmin olmadığı bir Suriye görmek istiyoruz, kitle imha silahlarıyla kimsenin işi olmadığı, bölge ülkelerine tehdit üretmeyen kuşatıcı bir yapı istiyoruz.

Söyledikleriyle Yaptıkları Örtüşüyor, İyi Yoldalar

Şam'daki yönetime biz bunları iletiyoruz. Can güvenliği oluşmuş bir Suriye'de insanlar geri dönebilirler. Biz bunları Şam'daki yönetime yansıtıyoruz. Söyledikleriyle yaptıkları örtüşüyor, iyi yoldalar.

Bütün ülkelerin burada ortak bir çabası olsun. Bölgenin ortaya çıkan sorunlarını çözmede aralarında geliştirdikleri mekanizma olur.

İsrail'e Haber Yolladık

İsrail burada olabilecek en kötü senaryoyu belirleyip tedbir paketi geliştirmiş. Esed rejiminin kabiliyetlerini İsrail biliyordu.

İsrail yeni yönetimin durduğu yerden emin olmadığı için bir strateji geliştirdi. Bu strateji çok tehlikeli bir strateji. İsrail'e, Golan Tepeleri'ndeki işgal provokasyonundan vazgeçmeleri için haber yolladık.

YPG Çok Fazla Bir Zemin Bulamaz

Bizim pozisyonumuz değişmedi. ABD'den ve bazı Avrupa ülkelerinden muazzam bir destek almıştır PKK. Suriyeli Muhalifler yıllardır savaşıyorlar, bundan sonra Şam'daki yönetimin atacağı adamlar neticesinde YPG'nin çok fazla bir zemin bulamayacağını düşünüyoruz. Ya kendilerini feshederler ya da biz onları feshetmek zorunda bırakırız.

Suriye'nin artık hakim milli bir hükümeti var. Bunlar gelecekler. YPG tanımazlar bunlar, başka güç de tanımazlar. Kendi toprağını, kendi egemenliğini geri alır.

YPG'nin ortadan kaldırılması bizim stratejik hedefimiz. Biz Suriye'deki kardeşlerimizin kendi topraklarındaki tehdidi elimine etmesini bekleyeceğiz. Bir an önce Suriyeli olmayan YPG içindeki unsurların ülkeyi terk etmeleri gerekiyor.

YPG'nin bütün komuta kademesinin de ülkeyi terk etmeleri gerekiyor. Daha sonra kalanların silahlarını bırakıp yaşamayı sürdürmeleri gerekiyor.

Batılılar DEAŞ'lı olanları kendi vatanlarına getirmemek için başka bir terörist örgütü kullanıyorlar, bunun bize ürettiği yükü umursamıyorlar. Avrupalı devletlerin kendi DEAŞ unsurlarını alıp götürmesi gerekir. Avrupa'nın YPG tarafından sürekli şantaja tutulması akıl tutulması. DEAŞ'la mücadele dedikleri aslında DEAŞ tutuklularına yapılan gardiyanlık işi.

Şartlar İyileştikçe Dönüşlerin Artacağına İnanıyorum

Suriyeli kardeşlerimizin hem de Suriye'deki hükümetin sağduyusuna güveniyorum. Herkes kendi yuvasına ait olduğu yere dönmek ister mutlaka. Oradaki şartlar iyileştikçe ben geri dönüşlerin artacağına inanıyorum.

Yıllardır Türkiye'de bir düzen oluşturmuş Suriyeli kardeşlerimizin aniden değil de bir süreç içerisinde ülkelerine geri dönüş gerçekleştireceklerine inanıyorum. Tabii ki gönüllü bir şekilde. Gönüllü geri dönüşün Suriye'deki şartlar düzeldikçe vuku bulacağına inanıyorum. Aldığımız verilerde bu yönde.

Cami Duvarına Asılan Bu Pankart Dikkat Çekiyor Fenerbahçe'den G.Saray'a Olay Sözler Müge Anlı ‘Çağla Şıkel’ Sessizliğini Bozdu Filenin Sultanları'nın Rakipleri Belli Oldu Yılmaz Özdil’den CHP’ye Olay Sözler Sinan Ateş Davasında Gerekçeli Karar Açıklandı