82 yaşında ve tüm hayatı Ormanda geçiyor. Hastalık nedir bilmeden bir yaşam sürüyor!

Şehir hayatının getirdiği koşuşturma ve stresi geride bırakmak isteyen birçok kişi, sakin sahil kasabalarını tercih ediyor. Özellikle pandemi sonrasında, hem yurt içinde hem de yurt dışında, insanlar kentlerden köylere doğru bir göç hareketi yaşanıyor. Bu durum, bazı ilginç ve düşündürücü olayların da yaşanmasına neden oluyor. Bir YouTube kanalı olan DiegoTriesHard'un paylaştığı videoda karşımıza çıkan 82 yaşındaki bir adam, emeklilik dönemini sakin bir kasabada geçirmek isteyenlerden çok daha farklı bir hikayeye sahip. "Al" olarak bilinen bu yaşlı adam, neredeyse hayatının yarısını yalnız bir şekilde geçirmiş ve kendi elleriyle yarattığı hayatıyla dikkat çekiyor. O'nun hikayesi, kendi yolunu çizme ve sade yaşama dair ilham verici bir örnek olarak öne çıkıyor.

'Al' olarak tanınan adam, 1980 yılında Washington'ın güneyinde yer alan St. Helens Dağı'nın patlamasına birebir şahit olan ilk kişilerdendi.

Onun herkesi şaşkına çeviren hikâyesi günümüzden tam 46 yıl önce, Washington'ın güneyinde başladı. Kısaca 'Al' olarak bilinen adam, 40 dönümlük kullanılmayan arazisinde kendine ait bir yaşam sürmek istedi. Hafta sonları kaçıp dinlenebileceği bir yerden ziyade tamamen yaşamını geçirebileceği bir yer istiyordu. Bunun için bir arazi vardı ancak şehri bırakıp buraya yerleşmek üstelik tek başına olmak pek de kolay değildi. Ancak o, bunu başardı.

Youtube videosuna konu olan adam, kendine ait bir yaşam alanı kurmayı nasıl başardığını, üstelik de bunları yaparken nelere şahit olduğunu tek tek anlattı.

YAŞAYACAĞI ZORLUKLARIN FARKINDAYDI

Doğada yaşamanın ve teknolojinin nimetlerinden faydalanmayı reddetmenin bazı zorlukları vardı. Ancak 'Al', en baştan beri karşılaşacağı tüm zorlukların farkındaydı. Bu yüzden işe ilk olarak ana güç kaynağı olan su çarkını inşa etmekle başladı. Suyun ardından ihtiyaç duyduğu şey hiç kuşkusuz elektrikti. Bunun için tam 3 adet güneş enerjisi paneli satın aldı. Karanlık kış gecelerinde su çarkından elde ettiği elektrik enerjisini yaz günlerinde güneş panelinden elde etmeye başladı. Evini inşa eden 'Al', hemen yanına birkaç küçük bir kulübe daha inşa etti. Bu kulübelerden birini ise sauna yaptı. Ana su tesisatının olmamasına rağmen su kaynağının hemen yanında yaşaması aslında işini kolaylaştırmıştı. Diğer kulübeleri ise iki adet tuvalete çevirdi. Tüm bunları yaparken kimseden yardım almamış, üstelik teknolojik ürünler kullanmayı tek bir şey hariç tamamen reddetmişti.

GÜNDE SADECE 1 KEZ BİLGİSAYAR AÇIYOR

'Al', herkesten uzak bir yaşamı seçmişti elbette ancak dış dünyadan bihaber yaşamak pek de ona göre değildi. Oldukça doğal yaşantısının içinde yapay olan tek şey dizüstü bilgisayarıydı. Her gün kahvaltıda bilgisayarını açıp haberleri okuyor ve alması gereken tüm bilgileri aldıktan sonra kapatıyordu. Üstelik bu rutini yıllardır hiç değişmemişti.

KOMŞULARI BİRAZ SIRA DIŞI

Doğayla iç içe yaşayan 'Al'ın etrafında hiç kimsenin olmaması, ona çevreyi daha iyi gözlemleme şansı verdi. Youtuber'ın çektiği videoda kendisine komşuları sorulduğunda herkesi şaşırtacak bir şekilde, "Komşularım kunduz, vizon, su samuru, yalıçapkını ve büyük mavi balıkçıl" diyor. Masum komşularının yanı sıra 40 yılın üzerine kısa bir sürede karada karşılaştığı ayıyla ilgili anısını da şu şekilde anlattı: "Birkaç yıl önce oradaki kıyı boyunca uzanıyordu. Biraz küçüktü, muhtemelen dişiydi. Şimdiye kadar görmediğim tek şey bir puma."

DİNÇ VE SAĞLIKLI KALMASININ FORMÜLÜ

Al, besin ihtiyacını karşılamak için belirli aralıklarla şehre inip alışveriş yapıyor. Ancak bundan nefret ettiğini, ona kalsa şehir merkezine hiçbir şekilde gitmeyeceğini söylüyor. Kendisine bu yaşta nasıl bu kadar dinç ve sağlıklı kaldığı sorulduğunda ise şu yanıtı veriyor: "Dışarıda olmak." Yürüyüş yapmanın ve yakacak odun kesmenin onu formda tuttuğunu ve hava nasıl olursa olsun ormanda yürüyüş yapmaktan hiç vazgeçmediğini özellikle vurguluyor.

82 yaşındaki adamın 46 yıllık yaşamını konu alan DiegoTriesHard'ın videosu, kısa zamanda binlerce kişi tarafından izlendi. Pek çok izleyici onun doğaya olan bağlılığını takdir ederken, diğer yandan da kendi elleriyle bir yaşam kurabilmiş olmasına içten içe imrendiklerini söyledi.