Akan Abdula’nın Çocuğunun Başı Dertte! Bana Kimse Bir şey Yapamaz Ben Hakim Çocuğuyum
Stratejist Akan Abdula özel bir kolejde okuyan kız çocuğun bir hakim kızı tarafından “bana kimse bir şey yapamaz ben hâkim çocuğuyum” denilerek akran zorbalığına maruz kaldığı, okul yönetimi ve MEB'in bu durum karşısında sessiz kaldığını anlattı.
Stratejist ve 'Öngörülemeyenler' kitabı yazarı Akan Abdula özel bir kolejde okuyan kızının yaşadığı akran zorbalığını sosyal medya hesabından paylaştı.
Akan Abdula İstanbul Ataköy’de özel bir kolejde okuyan kız çocuğunun bir süredir kolejde eğitim gören başka bir kız çocuğu tarafından ‘benim babam hakim’ diyerek şiddete maruz kaldığını anlattı. Kültür Koleji Abdula'nın paylaşımlarından 1 gün sonra 8 Haziran'da velilere yönelik açıklama yayınladı. Açıklamada, “İlgili öğrencilerimizin bu süreçten olumsuz yönde etkilenmemeleri için gerekli tüm adımlar atılmıştır.” denildi.
Öğretmenler Sınıftan Ağlayarak Çıkıyor
Sosyal medya platformu X hesabından aylardır ailece yaşadıklarını zorlu sürecini yazan Akan Abdula, “Çocuk önce yanlış davranışları öğretmenlerine sergiliyor. Öğretmenler sınıftan ağlayarak çıkıyor. Sonra sınıftaki çocuklara zorbalık yapıyor, hakkında şikayetler dağ oluyor. Okul MEB mevzuatlarına uymuyor ve kendi öğretmenlerine sahip çıkmıyor.” dedi.
Çocuğa Karşı Herhangi Önlem Alınmıyor
“Ortalıkta “bana kimse bir şey yapamaz ben hâkim çocuğuyum” demeye başlayan çocuk, bu sefer sınıfta korku salıyor.” diyen Abdula, “Çocuğa karşı herhangi önlem alınmıyor. Bu sefer çocuğun baskısı altında, diğer masum çocuklar da bu zorbalığa katılmaya zorlanıyor. Haftaya mahkemelere başvuracağım. Kendi inancımın tümüyle sarsıldığı hukuka ve sisteme kızım inansın istiyorum.” ifadelerini kullandı.
Akan Abdula’nın paylaşımları şöyle:
Bugüne dek yapmadığım bir şeyi yapıyorum ve hayatımızı ailece kabusa döndüren bir mesele konusunda sizlerden destek rica ediyorum. Amacım bu konunun farkındalığını oluşturmak ve konuşulmasını sağlamak. Konu tüm ebeveynlerin canını çok yakan akran zorbalığı.
▪︎ Aylardır hayatımızı kabusa döndüren olaylara hiçbir önlem almayan bir okul ve kamu görevini kötüye kullanan bir ebeveyn söz konusu. Zorbalığın kurbanı ise kızım. Peki olaylar nasıl başlıyor ve nasıl bir kabusa dönüşüyor?
▪︎ Çocuk önce yanlış davranışları öğretmenlerine sergiliyor. Öğretmenler sınıftan ağlayarak çıkıyor. Sonra sınıftaki çocuklara zorbalık yapıyor, hakkında şikayetler dağ oluyor. Okul MEB mevzuatlarına uymuyor ve kendi öğretmenlerine sahip çıkmıyor. Çocuğa yanlış mesaj veriliyor.
▪︎ Ortalıkta “bana kimse bir şey yapamaz ben hâkim çocuğuyum” demeye başlayan çocuk, bu sefer sınıfta korku salıyor. Çocuk çünkü. Sosyal normlar bunun için var. Öğretilmek için var. Genç yaşlarda öğretmen ağlatan ve hiçbir sonuç yaşamayan çocuk tabii sınıfı baskılar.
▪︎ Ve bir gün bu çocuk bu ceberut davranışları kızıma yöneltmeye karar veriyor. İş gittikçe çığırından çıkıyor. Sürekli sözlü saldırganlık sergiliyor. Bir gün kızımın gitarını alıp sınıfta duvara vura vura paramparça ediyor. Bizler ise bu süreçte sürekli okuldan yardım istiyoruz.
▪︎ Çocuğa karşı herhangi önlem alınmıyor. Bu sefer çocuğun baskısı altında, diğer masum çocuklar da bu zorbalığa katılmaya zorlanıyor. Kızımın hayatı cehenneme dönüyor. Biz mücadeleyi kaybettiğimizi kabul edip, mahallemizde olduğu için sevdiğimiz bu okuldan çocuğumuzu alıyoruz.
▪︎ Alıyoruz almasına da kâbus bitmiyor. Kızımın dönemi tamamlaması için 1 ay daha bu okulda kalması gerekiyor. Kızım sessiz, öz disiplini yüksek, duygusal bir çocuk. Zaten bu halinden dolayı kurban seçiliyor. Okuldan almamıza rağmen, son 1 ay zorbalığın şiddeti artıyor.
▪︎ Zorbalık bireyselden çıkıp, erkek grubu zorbalığı halini alıyor ve sonra dijitale taşınıyor. Tüm çocukların haklarını korumak için detay vermeyeceğim. Okula defalarca başvuruyoruz, önlem almayacaklarını, istersek zorbalanan kızımın sınıfını değiştirebileceklerini söylüyorlar.
▪︎ Okulundan olmuş kızımın, son 1 ayda sınıfından da olması öneriliyor. Bunu bir eğitim kurumu yetkilileri yapıyor. Arada çocuğa sorduk, doğru değilmiş diyorlar bize. Kırılan gitar da zaten kendi kendini duvara çarpa çarpa intihar etti demelerine ramak kalıyor.
▪︎ Bu sefer MEB yetkililerine başvuruyoruz, ilgili ilgisiz herkesten yardım istiyoruz, hiçbir şey olmuyor. Ve bugün olay dijitalde daha da korkunç hal alınca, buradan yazmaya karar verdim. Haftaya mahkemelere başvuracağım. Kendi inancımın tümüyle sarsıldığı hukuka ve sisteme kızım inansın istiyorum. Hakkaniyete inansın istiyorum.
▪︎ Bu hazin olaydan bir hayır çıkartabilmek için, Türkiye çapında bir akran zorbalığı araştırması başlatacağım ve Türkiye ile paylaşacağım. MEB ile de paylaşırım. Bunların düzelmesi için önce farkındalık lazım. Ebeveynler olarak hep birlikte mücadele edip zorbalığı bitirebiliriz.
▪︎ Bu konuya yönelik hiçbir kurala uymayan okul Kültür Koleji Ataköy’dür. Tüm bu süreçte hiçbir şekilde pedagojik görevlerini yerine getirmeyen okul tepe yöneticilerinin ise ismini paylaşmayacağım. Kamu görevlisi ebeveyn hakkında da ayrıca yetkililere başvuracağım.
İddialarda Adı Geçen Kültür Koleji'nden Açıklama
Baba Akan Abdula'nın iddialarının ardından Kültür Koleji yönetimi, 8 Haziran'da velilere bilgilendirme açıklamasında bulundu. Kurumun cevap hakkı gözetilerek yer verdiğimiz açıklaması şöyle:
Akan Abdula: Gerçeklerden Son Derece Uzaktır
Kültür Koleji'nin açıklamasını paylaşarak cevap veren Akan Abdula, “Son 2 aydır evladımızla birlikte canlı canlı yaşayarak okulun ısrarlı eylemsizliği ile perişan edildiğimiz süreç hakkında okulun yaptığı paylaşım budur. Bu yazıda okulun süreç yönetimiyle ilgili yaptığını iddia ettiği her şey gerçeklerden son derece uzaktır. Bilginize…” ifadelerini kullandı.